Derbide Galatasaray | Beşiktaş 2-1 Galatasaray

Ligde 10.haftanın kapanış maçında Galatasaray Beşiktaş’a konuk oldu. Hafta içi Moskova deplasmanından alınan 3 puanın da etkisiyle Dolmabahçe’ye  moralli gelen sarı kırmızılılar, rakibinin ön alan baskısı karşısında hücum etmekte zorlandığı karşılaşmadan 2-1’lik mağlubiyetle ayrıldı. Bu skorla puanı 17’de kalan Terim’in öğrencileriyle lider Trabzonspor arasındaki puan farkı 7’ye yükseldi.

Derbinin Galatasaray tarafını global iş ortağımız Metrica Sports‘un geliştirmiş olduğu Play yazılımı ile birlikte analiz edeceğim.

Kadrolar

Son haftalarda lig ve Avrupa kadrosu ile performansı konusunda epey farklılıklar gösteren Galatasaray, bu maça Avrupa karşılaşmalarına benzer bir 11’le başladı. Sakatlığı bulunan Boey dışında savunma hattı oturan Galatasaray’da Marcao da cezasının sona ermesiyle yeniden bir lig karşılaşmasında forma giydi. 3 Avrupa maçında da olduğu gibi orta alan Taylan-Berkan-Cicaldau’ya emanet edildi. Kerem ve Morutan’ı da kanatlarda gördüğümüz kurguda şüphesiz en büyük değişiklik yaklaşık 2 ay sonra 11’e dönen Diagne’ydi. Orta sahada direnci arttırarak oynanacak bir karşılama oyununa ve Diagne’nin sırtı dönük buluştuğu toplar üzerinden yapacağı servislerle hızlı geçişlere yorulabilecek bu kadronun sahaya istediklerini ne kadar yansıtıp ne kadar yansıtamadığını ise gelin beraber inceleyelim.

İlk devre yenen baskı

Ligde bu haftaya kadar oynamaya çalıştığı topa sahip olma oyununun aksine Galatasaray, Avrupa müsabakalarında olduğu gibi karşılama oyunuyla maça başladı. Rakibini orta blokta karşılayan sarı kırmızılılar Beşiktaş’ın iki merkez oyuncusu Pjanic ve Josef’e, Cicaldau ve Berkan’ı yakın tutarak rahat oyun kurmalarını engelleme amacındaydı. Özellikle Pjanic-Cicaldau eşleşmesi maç boyunca sürerken tehlikeli Beşiktaş akınları genellikle kanatlardan gelişti.

Beşiktaş’ın maç boyunca denediği en etkili organizasyonlar ise Rosier-Ghezzal kanadından gelişen hücumlarda arka direğe yapılan ortalardı. Batshuayi’nin Nelsson’a doğru kayması, Larin’in Yedlin’in arkasında kalması ve Teixeira’nın da ikinci forvet gibi ekstra koşularıyla hemen hemen her orta esnasında o bölgede 3’e 2 sayısal üstünlük kuran siyah beyazlılar bu akınlardan tehlikeli pozisyonlar yaratsa da gol çıkaramadı.

Henüz ilk dakikalardan itibaren işleyen bu düzene Fatih Hoca’nın maç boyunca yanıt verememesiyse şaşırtıcıydı. Normal şartlarda Teixeira’nın savunucusu olan Taylan hiçbir pozisyonda defans arkadaşlarına katkı vermezken çoğu orta esnasında kimi savunduğu belirsiz vaziyetteydi.

Maç başındaki Beşiktaş baskısının kırılamamasındaki en önemli faktörlerden biri de Diagne’ydi. Üstün fizik gücü sayesinde sırtı dönük top alarak arkada bırakılan boşluklara koşular atan Morutan ve Kerem’i beslemesi beklenen Senegalli yıldız, oyunda kaldığı süre boyunca silik bir performans sergiledi. 78 dakikada 22 kez topla buluşup yalnızca 6 isabetli pas (2’si santra) atabilen ve maçı 4 top kaybıyla tamamlayan Diagne’nin bu performansı yalnızca hücumu baltalamadığı gibi Beşiktaş’ın akın sürekliliği yakalamasını da sağladı. Öyle ki ilk devredeki %36 topla oynama, rakip ceza sahasında 2 kez topla buluşma, 0.13 xG gibi istatistikler Galatasaray adına sezonun en düşük sayılarıydı.

İlk devredeki bu etkisiz oyunu Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan dakika başına maksimum gol ihtimali grafiğinden de okuyabiliriz. Skor 2-1’e gelene kadar dakika başına gol ihtimali %10’luk bir atak dahi gerçekleştiremeyen Galatasaray, attığı golüyse Cicaldau’nun ceza sahası dışından gönderdiği şutla buldu. Öte yandan Beşiktaş’ın ise birçok kez etkili olmaya yaklaşan hücum girişimleri olduğunu metriklerden anlayabiliyoruz.

Hücum aksiyonları

Sene başından bu yana geriden oyun kurma problemini farklı yöntemlerle çözmeye çalışan Galatasaray, bu maçta da iki kenar oyuncusu Kerem ve Morutan’ı geçişlerde sıkça kullandı. Beşiktaş’ın orta saha oyuncularıyla birebir eşleşmesiyle bu isimleri kenara açan ve kanat oyuncularını içe bastıran sarı kırmızılı takım, Kerem ve Morutan’ı savunma ve hücum blokları arasında boşta topla buluşturarak hücuma yerleşmeyi planladı. Yukarıdaki görüntülerde de bu iki ismin geriden oyun kurulumu esnasındaki pozisyonlarını görebiliriz.

Kenar oyuncularının bu yerleşimini açıklayan bir başka görsel ise Kerem’in sağ kenara geçtiği 64’üncü dakikaya kadar topla buluşma noktaları. Bir sol kanat oyuncusu olmasına karşın çizgiye mahkum kalmayarak birçok kez merkezde topla buluşan genç yıldız, takımının hücum varyasyonlarındaki en etkili ismiydi.

Sarı kırmızılıların 3.bölgede yarattığı etkinliklerin ortak özelliğiyse Beşiktaş’ın savunma hattı önünde oluşan boşluklar sayesinde gelişmiş olmasıydı. Özellikle Pjanic’in savunma zaaflarından faydalanan Galatasaray, o bölgede Josef’in yalnız kalmasını iyi değerlendirdi. Öyle ki atılan gol de dahil olmak üzere yukarıda görebileceğiniz Galatasaray’ın en etkili 3 hücumunda da rakip ceza sahası yayı üstünde (bir başka tabirle 14.bölgede) oluşan boşlukları ve buraya gönderilen paslar üzerinden atakların şekillendiği görebiliyoruz. Galatasaray’ın maçı yalnızca 5 akan oyun ortasıyla tamamlamış olması da kenardan içeriye çevrilen bu pasların maç öncesi planlanmış bir hadise olduğunun kanıtı niteliğinde.

Son olarak Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan Aksiyon Değeri(AD) metriğini incelediğimizdeyse (penaltıyı kullanan Mohamed dışında) Marcao ve Nelsson’un öne çıkan savunma performanslarını görüyoruz. Marcao’nun oyun kurulumundaki etkinliği pas değerlerine, Nelsson’un uzaklaştırdığı toplar ise defansif değerlerine yansımış vaziyette. Yukarıda da bahsettiğim Kerem’in atak başlatan aksiyonları ise ofansif değerler bakımından takımının en iyi olmasını sağlamış durumda.

 

Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.