Analiz | Fenerbahçe 1-1 Sivasspor

Fenerbahçe milli takım arasının ardından kendi evinde zorlu bir maça çıktı. Sarı Lacivertli ekip, ligin en yerleşik oyununa sahip ve son yılların formda takımlarından biri olan Sivasspor’a karşı ligdeki ilk puan kaybını yaşadı. Özellikle maçın ilk yarısında iyi bir görüntü sergileyen Fenerbahçe, 1-0 öne geçmesine karşın, Altay’ın hatası sonucu gelen penaltıdan yediği golle ligde kalesinde ilk defa gol görmüş oldu. Sarı-Lacivertliler bu golün ardından ikinci yarıda bastırsa da maçı kazanmayı başaramadı.

Maçı global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılım ile birlikte analiz edeceğiz.

İlk 11’ler ve bazı veriler

Fenerbahçe’nin ilk 11’inde hem yeni transferler, hem de bazı rotasyonlar dikkat çekiyordu. Rossi ve Berisha, Sivasspor karşısında ilk defa Fenerbahçe forması giydiler. Savunmada önceki haftaların aksine Szalai yorgun olması nedeniyle yedek başladı. Fakat Tisserand’ın sakatlığının ardından 22. dakikada oyuna girmek zorunda kaldı. Merkezde Zajc-Gustavo ikilisi oynarken, sakat olan Ferdi’nin yerine önceki haftalarda ön hatta görev almasına alıştığımız Muhammed Gümüşkaya oynadı.

 

Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan Aksiyon Değeri(AD) metriğini incelediğimizde Osayi-Samuel’in oldukça öne çıktığını görüyoruz. Mesut Özil’in aksiyonlarının değeriyse beklentinin çok altında.

Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan “Top hakimiyeti kalitesi” grafiğinde Fenerbahçe’nin gol beklentisi 1.7 iken, Sivasspor’un gol beklentisi 1.2’ydi. Sivasspor’un gol beklentisinin yaklaşık 0.7’sinin penaltı pozisyonundan geldiğini de göz önünde bulundurduğumuzda Fenerbahçe’nin fena olmayan bir savunma performansı ortaya koyduğunu söyleyebiliriz.

Fakat grafiğin daha şaşırtıcı olan tarafı “Top hakimiyeti kalitesi” istatistiğiydi. Bu istatistik Futbol Akademi Scouting tarafından geliştirilen ve kabaca topla oynayan takımların topu ne kadar kaliteli kullandığını hesaplayan bir istatistik.

Sivasspor, Rıza Çalımbay’ın oynattığı oyun gereği, 1’e 1 markajlarla rakibine sıkı pres uygulayan ve topu direkt olarak rakip kaleye götürmeye çalışan bir takım olduğu için; Sivasspor’un top hakimiyeti kalitesinin genellikle topla oynama yüzdesinden yüksek çıkmasına alışığız. Örneğin geçtiğimiz sezonun sonunda oynanan Fenerbahçe-Sivasspor maçının istatistiklerine bakalım:

Fenerbahçe’nin şampiyonluk yarışının son düzlüğünde kaybettiği maçta, Sivasspor’un topla oynama yüzdesi %41’ken, top hakimiyeti kalitesi %49,98. Yani Sivasspor rakibine oranla topla daha az oynarken, topu rakibine göre daha olumlu kullanmış. İlginç bir tesadüf olarak FAS’ın Top Hakimiyeti Kalitesi istatistiğinin açıklandığı yazıda da 2019’da oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında da Sivasspor’un, topu rakibine oranla çok daha olumlu kullandığı gösteriliyor.

Geçtiğimiz pazar oynanan maçta ise Fenerbahçe’nin top hakimiyeti kalitesi %64. Bu oran Fenerbahçe’nin sezon başından beri bu istatistikte yakaladığı en yüksek oran. Aynı zamanda cumartesi günü Yeni Malatyaspor’u 3-0 yenen Beşiktaş’ın top hakimiyeti kalitesinin %65 olduğunu da söylemeden geçmemek gerekiyor.

Yani Fenerbahçe topla hem fazla oynamış, hem de topu olumlu oynamış olarak gözüküyor. Aynı zamanda Sivasspor’un presinin Fenerbahçe’nin toplu oyun kalitesini çok fazla etkileyemediğini de söyleyebiliriz.

Rıza Çalımbay’ın savunma planı ve planın zayıf noktası

Rıza Çalımbay’ın Sivasspor’u 1’e 1 preslere alışık olduğumuz bir takım. Oyun gücünü özellikle pres gücünden alan Sivasspor takımı, bu hafta rakibini çok fazla alışık olmadığımız bir şekilde orta blokta karşıladı.

Sivasspor’un ön hattı (Gradel – Yatabare – Henrique üçlüsü) daha alan odaklı pozisyon alırken, geri kalan oyuncular 1’e 1 markaja devam ediyorlardı. Özellikle Fenerbahçe’nin pivotları Gustavo ve Zajc, oldukça sıkı bir şekilde marke ediliyorlardı. Ön üçlüdeki oyuncular ise Fenerbahçe’nin stoperlerine aktif bir şekilde pres yapmıyordu. Bu oyuncular daha çok Fenerbahçe’nin merkezden ve iç koridorlardan oyun kurmasını engellemeye çalışıyorlardı.

Top Fenerbahçe’nin kanat beklerine geldiğindeyse Sivasspor’un kanat oyuncuları ve bek oyuncuları, Fenerbahçe’nin beklerini çizgide 2’ye 1 sıkıştırmaya çalışıyorlardı. Fakat bu plan, özellikle Fenerbahçe’nin stoperleri hücuma katıldığında, Sivasspor’u sayısal olarak azınlıkta bırakıyordu:

Fenerbahçe’nin stoperleri driplingle ileri çıktığında, Sivasspor’un kanat oyuncuları baskı yapmak zorunda kalıyordu. Fenerbahçe’nin ön 3’lüsünün kenarları da(Mesut – Rossi) derine indiğinde, Sivassporlu stoperler onları takip edemediği için Fenerbahçe çizgide 4’e 3’lük sayısal üstünlük sağlıyordu. Fenerbahçe’nin golünde de bu sayısal üstünlüğün payı vardı.

Fenerbahçe’nin toplu oyun repertuarı

Sivasspor genellikle Fenerbahçe’yi orta alanda karşıladığı için, maçın içinde Fenerbahçe’nin toplu oyun aksiyonları daha fazla öne çıktı. Yukarıda bahsettiğim top hakimiyeti kalitesini de göz önünde bulundurduğumuzda, bu maç özelinde Fenerbahçe’nin toplu oyun repertuarını incelemenin daha doğru olacağını düşünüyorum.

Fenerbahçe’nin pivotları oyun kurulumunda farklı dikey hatlarda konumlanmaya dikkat etti:

Böylelikle bu iki oyuncu birbirlerine sürekli olarak çapraz pas açıları oluşturuyor. Ayrıca bu iki pivottan ileri çıkan oyuncu, rakibin savunma ve orta saha hatları arasında topla buluşarak bağlantıyı da sağlamaya yardımcı oluyor.

Fenerbahçe geçtiğimiz hafta Altay maçında uyguladığı alan açma organizasyonuna da devam etti:

Top Kim Min-Jae’deyken Fenerbahçe’nin pivotları kenarlara çekiliyor ve kendilerini marke eden oyuncuları da kenarlara çekiyorlardı. Açılan alana geçtiğimiz hafta Altay maçında özellikle Muhammed Gümüşkaya sık sık giriyordu. Bu hafta açılan alanlardaysa topla buluşan oyuncular sıklıkla Mesut ve Rossi oldu.

Fenerbahçeli oyuncular ters hareketlenme ile rakip savunmacıları ikilemde bırakmak için de çabaladılar:

Yukarıdaki pozisyonda Mesut derine inerken aynı anda Rossi ileri doğru hareketleniyor. Böylelikle rakip savunmayı manipüle edip Mesut’a topla oynayabileceği alan ve zaman kazandırmaya çalışıyorlar. Bu pozisyonda rakip savunmacı ikilemde kalmadığı için Fenerbahçe bu hareketlenmeden verim alamadı. Fakat sezonun ilk maçında Adana Demirspor’a karşı Mesut Özil’in bulduğu golde Serdar Dursun ve İrfan ikilisi, ters hareketlenmeden verim alıp golü oluşturmuşlardı.

Fenerbahçe’nin sıkça kullandığı bir diğer toplu oyun organizasyonu ise rotasyonlar:

Top çizgiye yaklaştığında Fenerbahçeli oyuncular pozisyon değişerek birbirlerinin alanlarını dolduruyorlar. Özellikle sol kanat bek olarak oynayan oyuncular orta saha kökenli oldukları için, bu oyuncular topu içe doğru sürdüğünde, ön 3’lünün kenarları(Mesut – Rossi) genişliği sağlamak için çizgiye doğru açılıyor. Bu oyuncuların boşalttığı alanaysa pivotlar koşuyor. Böylece Fenerbahçeli oyuncular birbirlerine topla oynayabilecekleri büyük alanlar açıyorlar.

Gol

Fenerbahçe golde rotasyonları, rakip beke karşı 2’ye 1 üstünlüğü ve Sivasspor’un savunma organizasyonu nedeniyle kenarlarda oluşan 4’e 3 üstünlükleri kullandı.

Fenerbahçe’de golden önce top Serdar Aziz’deyken, Gustavo-Zajc-Mesut üçlüsü bir rotasyona giriyor. Mesut içe yaklaşırken, Zajc Mesut’un bıraktığı alanı dolduruyor, Gustavo da Zajc’ın boşalttığı alanı dolduruyor. Sivassporlu futbolcular rakiplerini iyi takip ettikleri için, Fenerbahçe bu rotasyonla orta sahadaki herhangi bir oyuncusuna boş alan yaratamıyor. Serdar da topu Fenerbahçe’nin 2’ye 1 üstünlük oluşturduğu ters kanada gönderiyor.

Taç atışının ardından topla buluşan Szalai, rakip yarı alana doğru dripling yapıyor. Macar futbolcu, rakip kanat oyuncusu Henrique’yi de üzerine çekince Gustavo’ya alan açılıyor ve Fenerbahçe bu organizasyonla golü buluyor.

Eşitlik neden bozulmadı?

Bu maçta her şeyden biraz oldu. Takım ruhu, koşmak ve mücadele bizde olan şeylerdi. Ancak eksik olan bazı şeyler de vardı. Oyuncularımız arasındaki bağlantı biraz eksikti. Takıma yeni gelen ve milli takımdan dönenler vardı. Aradaki bağlantıyı yakalamak kolay olmadı. 

Vitor Pereira maç sonrası basın toplantısında puan kaybını yeni gelen transferlere bağladı. Bu noktada haklı olduğunu söylemek gerekiyor.

Örneğin yukarıdaki pozisyonda pivotlar genişleyerek Rossi’ye alan açıyor. Rossi de topla buluşuyor fakat Zajc ile anlaşamadığı için top kaybı gerçekleşiyor. Fenerbahçe’de bu uyum problemleri nedeniyle sıkça pas hataları ve top kayıpları yaşandı.

Yeni transferlerin yanında, Muhammed Gümüşkaya’nın da kanat bek rolüne uyum sağlayamadığını söyleyebiliriz.

Yukarıdaki pozisyonda Meyer’e oluşan alana topu aktaramayan Muhammed basit bir top kaybı yapıyor. Muhammed Gümüşkaya maç boyunca %57,9’luk bir pas yüzdesiyle oynadı. Bu oran takımın geri kalanına göre oldukça düşük bir oran. Fenerbahçe’de Muhammed’ten daha düşük bir pas yüzdesiyle oynayan tek oyuncu çok kısa bir süre oyunda kalan İrfan Can Kahveci oldu.

Sonuç

Fenerbahçe ilk puan kaybını yaşamasına rağmen kötü denilebilecek bir performans sergilemedi. Elbette Fenerbahçe’nin sorunları devam ediyor. Fenerbahçe ilk 4 hafta itibariyle ligin ilk 5 sırasındaki takımlar içerisinde en az gol atan takım. Topu 3. bölgeye taşımakta fazla sorun yaşamayan Fenerbahçe, 3. bölgede sonuç almak konusundaysa sıkıntı çekiyor. Fakat oyunun gelişim ivmesi bu şekilde devam ederse Pereira’nın Fenerbahçe’si yakında bu sorunu da çözecektir.

Fenerbahçe için en büyük sorun ise kanat bek eksikliği gibi duruyor. Muhammed önümüzdeki maçlarda kanat bek olarak daha iyi performans verebilir. Fakat Ferdi’nin ve Muhammed’in bu pozisyonda en verimli halleriyle bile Fenerbahçe’nin ihtiyaçlarını ne kadar giderebilecekleri süpheli.

Kaynaklar: Maçkolik

Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.