Analiz | Manchester United 2-0 Manchester City

Premier Lig’de sezonu ilk dört sıra içerisinde tamamlamak isteyen Manchester United, Old Trafford’da oynanan derbide Manchester City’yi 2-0 yendi. Ligin ilk yarısında da deplasmanda 2-1 yendiği rakibini bir kez daha yenen Solskjaer’in takımı güçlü rakibi karşısında uzun yıllar sonra ligde 2’de 2 yapma sevinci yaşarken, yeni transfer Bruno Fernandes’in oynadığı yenilmeme geleneğini de sürdürmüş oldu.

Ortalama pozisyonlar

Manchester United karşılaşmaya 3-5-2 ya da 5-3-2 diye adlandırabileceğimiz bir dizilişle çıkarken savunmanın merkezinde Lindelöf, Maguire ve Shaw yer aldı. İki kenarda Williams ve Bissaka gibi iki atlet oyuncuya görev veren Solskjaer savunmanın önünü ise Matic ve Fred ile sağlama aldı. Manchester City’nin savunmadan topla çıkmak istediği anlarda iki uç oyuncusunu rakibin iki stoperine yaklaştıran Manchester United’da bu ikilinin hemen arkasında oynayan Fernandes’in de bu anlarda genellikle Rodri’ye yakın oynadığı görülürken, United’ın set hücumlarındaki savunma tercihi ise daha çok 5-4-1 oldu.

Manchester United maç boyunca ön alanda yaptığı agresif presle rakibine zor anlar yaşatırken, birçok pozisyonda uzun vurmak zorunda bıraktı

Bu sezon yedinci yenilgisini alan ve hem geçtiğimiz iki sezonun toplamından daha fazla yenilen hem de sezonun sona ermesine 10 maç kala Pep Guardiola yönetiminde en fazla mağlubiyet aldığı sezonu yaşayan Manchester City ise maç boyunca rakibini 4-1-4-1 şeklinde karşıladı. Rodri’nin tek pivot olarak görev yaptığı City’de iki bekte Mendy ve Walker kulübede otururken, Zinchenko ve Cancelo ilk 11’de yer aldı.

Topla oynama

Manchester City maç öncesi de beklendiği gibi 90 dakika boyunca topun mutlak hakimi olan taraftı. Maçı yüzde 69’luk topla oynama oranı ve yüzde 88’lik pas isabeti oranıyla 705 isabetli pasla tamamlayan Guardiola’nın takımı topa sahip olma konusundaki bu baskın oyununu rakip kalede etkili olma noktasında ise gösteremedi. City topa sahip olma konusunda herhangi bir problem yaşamadığı maçta rakip ceza sahasına maç boyunca 14 defa girerken, rakibine oranla topa çok daha az sahip olan Manchester United ise rakip ceza sahasına 12 kez girdi yani bir başka deyişle Manchester United her 21 pasta bir defa rakip ceza sahasına giriş yaparken, City’nin bunu başarması için 50 pas yapması gerekti. Manchester United’ın topa sahip olduğu 80 sekansın 42’sinde topu ilk 10 saniye içerisinde kaybetmesi dikkat çekerken, topu kazandıktan sonraki ilk 10 saniyede direkt oyunla yaratılan pozisyonlar City kalesinde önemli gol pozisyonları oluşturdu.

Atak yönleri

İki takımın atak türleri incelendiğinde Manchester City’nin 63 yerleşik atağın sadece 2 tanesini şutla sonlandırabildiğini görüyoruz. Manchester United savunmasının yerleştiği bölümlerde kapalı ve kalabalık savunmayı aşmakta zorlanan City maç boyunca buna herhangi bir çözüm üretmeyi başaramazken, Guardiola’nın takımının merkezden gerçekleştirdiği hücumların hiçbirini şutla sonlandıramamış olması da dikkat çekici bir ayrıntı gibi görünüyor. City’de merkezdeki üçlü olarak görev yapan Rodri, İlkay, Bernardo üçlüsünün maç boyunca denediği kilit pas sayısı 2’de kalırken, her ikisi de İlkay’dan gelen bu denemelerin başarısız olması takımın merkezdeki üretkenlik problemini de ortaya koyar nitelikte.

Gol pozisyonu açısından oldukça kısır geçen maçta her iki takımın gol beklentisi de (xG) 1’in altında kaldı. Topa rakibine oranla daha az sahip olan Manchester United’ın buna rağmen maçı rakibinden daha fazla şutla tamamlaması hücum aksiyonu sıklığına da yansırken, United bu istatistikte de City’nin önünde yer aldı.

Topla oynama

Manchester United sahasında oynadığı maçta henüz ilk düdükten itibaren rakibine oldukça agresif bir ön alan presi uygularken, Cityli oyunculara oldukça zor anlar yaşattı. Bu pozisyonda topu savunmadan çıkartmayı başaran Manchester City, devam eden presin ardından orta alanda topun kontrolünü kaybetti.

Manchester United geriden oyun kurarken, üç stoperin önünde yer alan Matic-Fred ikilisi beşli bir hat oluşturdu. Buna rağmen City’nin ileri üçlüsünün yaptığı prese karşı geriden topla çıkma konusunda ısrarcı bir görüntü sergilemeyen Manchester United’ın savunmadan sık sık uzun toplarla çıktığı gördük. Maç boyunca 40 metreyi aşan 31 uzun pas denemesinde bulunan Manchester United’da bu pasların 22’si kaleci De Gea ve stoper üçlüsünden geldi.

United’ın kalabalık savunması arasında topla buluşmakta zorlanan Aguero sahada kaldığı 59 dakika boyunca rakip ceza sahasında sadece 1 defa topla buluşabildi. Maç boyunca 6 ikili mücadeleye giren ve bunların 2’sini kazanabilen Arjantinli oyuncu üçüncü bölgede sadece 4 pas yapabildi ve beklenin altında kaldı. Maçı şut atamadan tamamlayan Aguero, 212 Index puanıyla iki hatalı gol yiyen takım arkadaşı Ederson’un ardından takımının en düşük puanlı oyuncusu oldu.

Aguero’nun tek topuyla gelişen atakta rakip ceza sahasına beş oyuncuyla girme şansı elde eden Manchester City, kalesini sekiz oyuncuyla savunan United’ın defansını aşmayı başaramıyor. Karşılaşma boyunca 187 defa tek top yapan City, 70 kez tek topu tercih eden United’a büyük bir fark atarken, Zinchenko 37 tek topla bu alanda başı çeken isim oldu.

Önde pres zorladı

İlk dakikadan itibaren yaptığı önde presle rakibini hataya zorlayan Manchester United, bu arayışında başarıyı zaman zaman sağlasa da birçok pozisyonda rakibine uzun vurmaya zorladı ve oyun kurulumunu engelledi.

Henüz maçın ilk saniyeleri ama önde pres yapan Manchester United maçın geri kalanında nasıl bir 90 dakika izleyeceğimize dair bir fragman sunma eğiliminde

 

Fernandes’in Rodri’ye yaklaşmasının ardından iki ileri uç oyuncusunu City’nin iki stoperine gönderen United, yine rakibinin rahat bir şekilde geriden oyun kurmasını engelleme çabasında

Önde yaptığı presle Fernandinho’yu uzun pasa mecbur bırakan Manchester United, bu uzun topu kazanan takım olurken, maçtaki ilk şutunu bu pozisyonun devamında hızlı bir şekilde geliştirdiği atakla çekiyor.

Yine yaptığı ön alan presiyle Cityli oyunculara fazla pas alternatifi bırakmayan Manchester United, Otamendi’yi uzun pasa mecbur bırakıyor ve atılan bu uzun top Manchester United atağına dönüşüyor. Maçtaki ortalama pas mesafesi 18.3 metre olan Manchester Cityli oyuncular karşılaşmada 30 defa 40 metreyi aşan uzun top girişiminde bulunurken, bu 30 pasın 14 tanesinin kaleci Ederson ve önünde oynayan iki stoperden gelmiş olması City’nin geriden topla çıkma konusunda yaşadığı zorluğu ortaya koyuyor.

 

Manchester United’ın zaman zaman zor anlar yaşatan ön alan presine rağmen geriden topla çıkmaktan vazgeçmeyen Guardiola’nın takımı özellikle ikinci yarıda bu konuda daha iyi iş çıkarttı. City ileride kalabalık olma adına geride oyun kurulurken az sayıda oyuncu kullanan takımların aksine sayısal üstünlük elde edebilmek için gerektiğinde kendi yarı alanında 10 oyuncuyla top yapmaktan kaçınmadı.

5-4-1’le savundu

Maçın büyük bölümünde rakibini beşli savunmayla durduran Manchester United’da merkezi Fred-Matic ikilisi kapadı. Fernandes ve Martial’ın orta sahanın kenarlarında yüksek bir savunma disipliniyle görev yaptığı Solskjaer’in ekibinde takım boyunun baştan sona oldukça kısa ve kompakt olması dikkat çekti.

Güçlü takım savunmasıyla rakibine boş alan bırakmayan Manchester United, kazandığı toplarla direkt rakip kaleye gitmeyi amaçlarken, kazandığı topları koruma ve uzun süre topa sahip olma gibi bir çabada ise bulunmadı.

Kazanılan topla tek pasla rakip kaleye giden Manchester United’da Bruno Fernandes yaptığı ceza sahası koşularıyla önümüzdeki maçlarda skora önemli bir katkı yapacağının sinyallerini verse de bu maçta uygun olduğu durumlarda pas alamadı.

City’de Guardiola etkili bir gününde olmayan Bernardo’nun yerine Mahrez’i oyuna alırken, Foden’ın ise ortaya kaydığını gördük. Oyuna 59’da giren Mahrez, karşısında görev yapan Williams ile girdiği iki ikili mücadeleyi de kazanıp 74’te o bölgeden bu pozisyondaki tehlikeyi oluşturunca Solskjaer’den karşı hamle gecikmedi. Williams’ın yerine Bailly’yi oyuna alan Norveçli teknik adam bu hamlesiyle Mahrez’in karşısına da Shaw’ı koyarken, bu oyuncu kalan bölümde Cezayirli yıldızla girdiği 5 ikili mücadelenin 4’ünden galip ayrıldı.