Kan ve terle yazılan bir aşkın hikayesi

forsterei-world-cup-event-201461-2490694

Berlin Duvarı: Doğu Almanya vatandaşlarının Batı Almanya’ya kaçmalarını önlemek için Doğu Alman meclisinin kararı ile 13 Ağustos 1961 yılında Berlin’de yapımına başlanan 46 km uzunluğundaki duvar. Batı’da yıllarca “Utanç duvarı” olarak da anılan ve Batı Berlin’i abluka altına alan bu betondan sınır, 9 Kasım 1989’da Doğu Almanya’nın, isteyen vatandaşların Batı’ya gidebileceğini açıklamasının ardından tüm tesisleriyle birlikte yıkıldı.

Çarşamba günü Almanya Kupası maçında Borussia Dortmund Union Berlin’i ağırladı. Normal süresi 1-1 geçilen maçta uzatmlarda da eşitlik bozulmayınca kazananı penaltılar tayin etti. Ev sahibi ekip tur atlarken maçtan akıllarda kalan ne oyun ne de penaltılardı. Maçın en önemli olayı hafta içi oynanan maça 490 km yolu devirip takımlarını desteklemeye gelen 10 bin Union Berlin taraftarlarıydı. Stad kapılarında yaşanan yoğunluk dolayısıyla stada giremeyen taraftarlar olunca maçın başlamayıp herkesin yerlerini almasının beklenmesi ise bizim de sahalarımızda görmek istediğimiz güzel hareketler olarak zihnimize kazındı.

union-berlin-xmas61-2490693

Yüzbaşı Köpenick’in Hemşehrileri

Bütün dünyanın tiyatro oyunu ve oyuncağından tanıdığı ‘Köpenick Yüzbaşısı’ hadisenin yaşandığı yıl olan 1906 senesinde Berlin’in Köpenick bölgesinde FC Olympia Oberschöneweide adıyla kuruldu Union Berlin. Geçen yıllarda başka takımlarla yaşanan birleşmelerin ve kendi bünyesinden ayrılan takımların etkisiyle sık sık isim değişikliğine maruz kalan Berlin ekibinin nihai adı 20 Ocak 1966 tarihinde Union Berlin olarak belirlendi. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Demeokratik Almanya tarafında kalan Union Berlin bu ligde mücadele etmeye başladı. Hertha’nın diğer tarafta kalması sebebiyle Berlin’deki futbol rekabeti Duvar yıkılana kadar Union ve demir perde ülkelerinin klasiği gizli polis takımlarının Berlin şubesi Dinamo arasında yaşandı.

Doğu Berlin’de yozlaşma hayatın her kademesinde kendini gösterirken siyasetin pisliği yeşil sahaları da kirletiyordu. Bir tarafta sırf Hertha Berlin taraftarı olduğu için tutuklanan, yurtdışında Batı Almanya takımlarını izlemesin diye pasaportuna el konulan Helmut Klopfleisch gibiler varken diğer tarafta ihtiyacı olan her maçında lehine birer ikişer penaltı çalınan, maçlarına +5’ler +10’lar eklenen Dinamo vardı. Rejimin favori takımının  transferlerinde de her türlü güzellik yapılıyor ve rakiplerlerle yeri geldiğinde Dinamo Başkanı ve Stasi Şefi Eric Mielke birebir görüşüyordu. Böyle bir düzen içerisinde Berlin’de muhalif kalabilmenin tek yolu olmasa da en güzel yollarından biri Union taraftarı olmaktı. Her muhalif Union tarftarı değildi ancak her Union taraftarı muhalifti. Maçlarda kullanılan her serbest vuruşta taraftarlar baraja nazire yaparak ”Die Mauer muß weg!” ”Duvar yıkılmak zorunda!” diye bağırıyorlardı. Stadyum artık tarfatarlar için futbol maçı izlemelik bir yer değil, rejime ve baskıcı yönetime karşı toplanılan (tıpkı Barcelona-Camp Nou gibi) ve güzel günlere duyulan umudun diri tutulduğu bir yer haline gelmişti.  Çok geçmeden hepsi Stasi tarafından tribünlerde bir bir fişlenmeye başladı. Rakibinin üst üste 10 şampiyonluğu karşısında Union’ın en büyük başarısı Dinamo’ya ve hakemlere karşı kazanılan tek galibiyetti. Dinamo son şampiyonluğunu takip eden sezonun Kasım ayında Berlin’de geçişler yeniden serbest hale gelince Dinamo’nun önlemez çöküşü başladı. Duvarın yıkılması Union’ı şampiyon yapmadı ancak artık şartlar adildi.

toy-tin-soldier

Soğuk Savaş Sonrası

Berlin Duvarı yıkılmıştı yıkılmasına ancak neredeyse 40 yıldır Berlin’i bölen duvar sanki doğusunda zamanı durdurmuş gibiydi. Globalleşen dünyada markalaşan dünyaya açılan ve gelirlerini katlayan takımlara karşı rekabet edemeyen Union sık sık ekonomik sıkıntılar yaşar hale geldi. Öyle ki kulüp 2004-2005 sezonunun başında lig için lisans çıkartacak nakidi denkleştiremedi. Ancak kötü gün dostu taraftar yine Union’a sahip çıktı. Taraftarlar ‘Union İçin Kan Ver’ adına bir kampanya başlattı. Kampanya dahilinde taraftarlar kan bankalarına giderek kan verip karşılığında kazandıları paraları kulübe bağışlayarak eksik kalan 1.46 milyon Euro’yu ödedi. Takım böylece o sene lige kaydolabildi.

Yeni stad inşaatına başlandıktan sonra yine alışkın olunmayan eşine az ratlanır bir yol izlendi. 2008-2009 yılları arasında 2400’den fazla taraftar eski stadları Alte Försterei’nin yeniden inşasında 140.000 saatten fazla gönüllü çalıştı. 22bin kişilik stadyumda taraftarların isteği doğrultusunda yalnızca 4bine yakın koltuk bulunuyor. Kalanlar ise koltuksuz tribün. Union taraftarlarının en çok eleştirdiği durumlardan biri olan stad isim haklarının satılamsının önüne geçilmek için inşaat bitince stadın yarıdan fazla hissesi kulüp üylerine 500’er Euro karşılığında satıldı. Yani stad kelimenin tam anlamıyla taraftarlara ait. Taraftarlar 13 yıldır gelenek haline getirdikleri Christmas kutlamalarını stadyumda yapıyor. Ayrıca taraftarlar yönetimin aldığı kararlarda da oldukça etkin. Halen alınacak futbolcuların bonservislerinin 400bin Euro’nun üzerine çıkmasına izin vermiyorlar. 2009 yılında kulubün en büyük sponsorlarından birinin sahibinin Doğu Almanya döneminde Stasi için çalıştığı ortaya çıkınca anlaşma taraftarların talebiyle doğrudan iptal edildi. Bu olayın üzerinden çok geçmeden başkan Zingler’in Doğu Alman ordusunda bir dönem görev yaptığı duyuldu. O dönemde üniversite gitmenin ön şartıydı askerlik. Ancak tarftarlar kulüple birlikte her sıkıntıyı göğüsleyen başkanlarına sahip çıktı. Bütün bu uğraşlar Union’a 3.lig şampiyonluğundan fazlasını getirmese de kanlarını ve terlerini bu yolda vermekten geri durmadıklarına bakılırsa Union taraftarları aidiyet duydukları bir kulüplerinin olmasından oldukça mutlu görünüyor.

Berlin Duvarı’nın ayırdığı hayatlara ve onların kıymetleri hatıralarına selam olsun…