Tribün Kritik | Galatasaray – Trabzonspor

Fatih: G.Saray Sneijder’in ve Semih’in ilk 11’de çıkmadığı tartışmalı kadrosuyla Trabzonspor’a 3-0 mağlup oldu. Prandelli’nin bu maçtaki kadro seçimini nasıl değerlendiriyorsun?

Barış: G.Saray’da bu sezonki performanslara ve takıma sağladığı katkıları göz önüne aldığımızda her maç ilk 11 başlaması gereken bir oyuncu var, o isim de Sneijder. Belki Sneijder’in yanına Muslera’yı da koyabiliriz, fakat yabancı kontenjanı sebebiyle Muslera’nın bile yerini Sinan Bolat’a bırakması çok mantıksız olmaz. Fakat, ne yabancı kontenjanı ne de taktiksel sebeplerle olsun, Sneijder G.Saray’da yedek en son yedek bırakılması gereken oyuncudur.

Yine de bir Prandelli açısından düşünmeye çalışalım, Sneijder gibi bir oyuncu neden yedek bırakılabilir?

1 – Muhtemel Oynatmama Sebebi #1 “Taktik Gereği”: Sneijder’in optimum pozisyonu forvet arkası olan hücuma dönük ortasahadır. Yani 4-4-2 gibi çift yönlü ortasahaların daha çok tercih edilecebileceği taktiklerde çok uygun bir oyuncu olmayabilir. Fakat, G.Saray Trabzona karşı 4-4-2 ile veya Sneijder’in taktik gereği oynayamayacağı bir taktik ile çıkmadı. Hatta, G.Saray Trabzon maçında sahaya belki de Sneijder’e en uygun taktik olan 4-2-3-1 ile çıktı. Sneijder bu taktikte 3’lünün solunda da, ortasında da hatta sağında bile oynayabilecek bir oyuncu.

2 – Muhtemel Oynatmama Sebebi #2 “Yabancı Kontenjanı”: Yabancı kontenjanı her takım için büyük bir sorun. Birçok yıldız oyuncunun yıllar boyunca bu kısıtlamadan dolayı yedek kaldığı hatta tribünde oturduğu da oldu. Fakat, G.Saray’ın Trabzon maçındaki ilk 11’ine baktığımızda sadece 3 yabancı oyuncu görüyoruz. Yani Sneijder’in yedek kalmasına neden olabilecek bir kontenjan sıkıntısı yoktu. Diyelim ki, böyle bir sıkıntı oldu ve Prandelli yabancı hakkını kimden yana kullanacağına karar veremiyor, bu aşamada da Sneijder takımdaki tüm diğer yabancı oyunculardan öncelikli olması gerektiğini düşünüyorum.

3 – Muhtemel Oynatmama Sebebi #3 “Milli Maç Yorgunluğu”: Geçtiğimiz hafta pazar günü Hollanda, Letonya’yı kendi evinde ağırladı ve bu maçta Hollanda rakibini 6-0 yendi. Sneijder bu maçta 90 dakika sahada kaldı. Fakat maçı izleyenler rahatlıkla görmüştür ki, Hollanda daha ilk yarıda maçı kopardı ve ne Hollanda ne de Sneijder fiziksel anlamda rakibine karşı zorlanmadı. Ayrıca bu maç ile Trabzonspor maç arasında tam 6 gün var, bu süre bir futbolcunun çok zorlandığı bir maç sonrasında bile kendini toparlaması için fazlaca yeterli bir süre.

Özetle, ne kadar Prandelli ile empati yapmaya çalışırsak çalışalım, İtalyan teknik adamın Sneijder’i yedek bırakmasının mantıklı bir açıklamasını bulamıyoruz.

Fatih: Sneijder’in ilk 11’de olmamasını ben de çok yanlış buluyorum. Sneijder bu seneki performansı ile G.Saray’ın hücumdaki en etkili ismi. Hollandalı hem çektiği şutlarla hem de mücadeleci oyunuyla takımın vazgeçilmezi olduğunu kanıtladı. Saydığın sebeplere ek olarak yönetimin Sneijder konusundaki tutumunun da oyuncunun yedek kalmasında etkili olmuş olabileceğini düşünüyorum. Basında birçok kaynağa göre yönetim finansal anlamda rahatlık getireceği için Sneijder’i elden çıkmarmayı düşünüyor. Fakat, eğer ki böyle bir durum varsa bile satmak istediğiniz oyuncuyu oynatıp parlatmak yerine yedek oturtmak ne kadar doğru tartışılır.

Prandelli’nin Sneijder kararına ek olarak Bruma’yı ilk 18’e almaması da beni şaşırtan bir karar oldu. Bruma özellikle oyuna sonradan girip fark yaratabilecek bir oyuncu. Oyun anlamında birçok eksiği var evet ama bu eksikleri de oynayarak kapatacak Bruma. Bu yüzden Prandelli’nin sadece Bruma’dan kısa vadede yararlanmak için değil, genç oyuncuyu G.Saray’a kazandırma adına da ona şans vermesi, en azından her maç ilk 18’de tutması gerektiğini düşünüyorum.

Fatih: Peki oyun anlamında G.Saray’ı Trabzonspor’a karşı nasıl buldun?

Barış: Oyun anlamında ilk 20 dakikada, bu sezon çok az gördüğümüz sahada ne yapmaya çalıştığını az da olsa anladığımız, belli bir oyun şablonunu oynamaya çalışan bir G.Saray gördük. Fakat 20. dakikadan sonra G.Saray taraftarının alıştığı pozisyon disiplini olmayan, birbirine uzak oynayan ve rakibe baskı yapmayan G.Saray yine kendini gösterdi.

Bu sene her maçta olduğu gibi, bu maçta da G.Saray kanatlardan rakibine çok sayıda pozisyon verdi. Özellikle Bosingwa sol kanattaki Hakan Balta’yı çok zorladı. Diğer tarafta da Özer Hurmacı aynı şekilde çok etkili oldu. Olcan’ın savunmaya hiç yardım etmeyişinden dolayı Sabri’nın yalnız kalışı ve solda da Emre Çolak’ın kanatta pozisyonunu terk edip içeri yönelmesinden dolayı Hakan Balta’nın yalnız kalışı Trabzon’un kanatlarda etkili olmasına neden oldu.

Bunlara ek olarak, top Trabzonspor’dayken Selçuk, Melo ve Burak’ın orta bölgede rakibe hiç baskı yapmaması da, Trabzon’un kaleye cephe bölgeden de çok kolay gitmesine sebep oldu. Maçın 75. dakikasındaki Cardozo’nun hiç baskı görmeden topu Özer’den aldıktan sonraki şutu (Özer de topu pozisyonun başında Constant’dan alıyor) aslında G.Saray’ın maç boyu rakibine hiç bir bölgede pres yapmayışının kanıdı niteliğinde.

Fatih: G.Saray’daki en önemli sıkıntı Prandelli’nin hala bir oyun şablonunu oturtamamış olması. G.Saray bu sezon neredeyse her maça farklı kadro ile çıktı. Bu da takım oyununu ve iletişimini maç içerisinde minimuma getiriyor.

Senin de dediğin gibi kanatlar G.Saray için çok büyük bir sorun. Orta sahadaki kanat oyuncularının defansif anlamda beklere yardım etmeyişleri, G.Saray’a sezon başından beri sorun yaratıyor. Bruma, Yasin, bu maçta görev alan Olcan ve Yekta… Sadece Hamit defans-hücum dengesini iyi ayarlayarak kanadını iyi kapatıyor, bu yüzden Hamit’in, Prandell’nin kadroyu kurarken taktik tahtasına ilk yazması gereken oyunculardan biri olduğunu düşünüyorum.

G.Saray’daki bir diğer sorun ise Burak Yılmaz’ın hücum hattında yalnız kalması. Burak topu ayağında tutup, sırtı kaleye dönük oynayabilecek bir forvet değil. Bu yüzden etkili olabildiği tek pozisyonlar, savunma arasına atılan toplara yaptığı koşular ile girdiği pozisyonlar. Fakat, G.Saray’ın rakipleri de bu durumu biliyorlar ve buna göre önlem alıyorlar. Bu noktada Prandelli’nin yapması gereken 2 şey var: ya Burak-Umut’lu çift forvet sistemine geçecek, ya da Burak yerine Umut’u tek forvet olarak kullanacak.

Screen Shot 2014-12-05 at 22.27.09


 

Maç ile ilgili kısaca;

 

Maçın Oyuncusu: G.Saray açısından bu maçın adamını söylemek gerçekten çok zor. Fakat Trabzonspor için konuşursak, bence maçın adamı Bosingwa’dır. Chelsea’deki günlerini anımsatan bir performans gösteren Bosingwa, G.Saray’ın sol kanadınıçok etkili kullandı.

Maçın Oyuncusu: Senin de dediğin gibi maçın oyuncusunu seçmek pek kolay değil, fakat G.Saray’ın yediği 3 gole rağmen Chedjou ve Koray maçın en olumlu isimleriydi. Özellikle Koray’ın sezon içinde daha fazla şans verilirse kendini çok geliştireceğini düşünüyorum.

Maçın Hayal Kırıklığı: Bu maçta aslında G.Saray için birçok hayal kırıklığı yaratan oyuncu var, fakat benim gözüme çarpan isim Olcan oldu. Hücumda top ayağında etkili bir oyuncu Olcan, ama topsuz oyunda maçtan fazlaca düşüyor. Olcan özellikle 2.yarıda savunmaya neredeyse hiç yardım etmedi. Son olarak da, Olcan ile alakalı en çok dikkatimi çeken şey, oyuncunun fazla kilolarıydı…

Maçın Hayal Kırıklığı: Benim için bu maçın hayal kırıklığı Trabzon maçında sol kanat oynayan Yekta’dır. Aslında sol kanat kendi mevkiisi değil, bu yüzden ondan bir sol kanatın yapması gereken herşeyi beklemek biraz haksızlık olur. Yine de, Yekta bu maçta hem defansif hem de ofansif anlamda çok kötü bir oyun ortaya koydu.

Maçın Olumsuz Faktörü: Maçın en olumsuz faktörü, hem G.Saray’lı oyuncuların hem de Prandelli’nin kendi sahasında ezeli rakibinden yediği gol sonrası hiç bir reaksiyon verememesidir.

Maçın Olumsuz Faktörü: Maçın olumsuz faktörü olarak Prandelli’nin kendi takımını ve Trabzonspor’u iyi analiz etmemiş olmasını gösterebilirim. Takımının en büyük sorunu olan kanatlardan pozisyon verme olmasına rağmen bu soruna bir çözüm bulamamış olan Prandelli’nin “taktisyen” özelliğini daha çok kullanması gerektiğini düşünüyorum.

Maçın Olumlu Faktörü: Bu maçta G.Saray adına olumlu faktör bulmak gerçekten çok zor. Fakat, savunmada Koray Günter gibi genç bir oyuncunun şans buluyor olması, her ne kadar çok iyi bir performans gösteremese de G.Saray’ın geleceği adına olumlu bir faktör.

Maçın Olumlu Faktörü: G.Saray açısından olumlu bir faktör olduğunu düşünmüyor. Fakat, Trabzonspor’da teknik direktör değişikliği sonrası çok olumlu bir tablo var. Ersun Yanal’ın gelişinin takımı sadece oyun anlamında değil, motivasyon anlamında da iyi yönde etkilediğini sahadaki oyundan çok net görebildik.

Maçın Kırılma Noktası: G.Saray için maçın kırılma anı bence 16. dakikada Olcan’ın ceza sahasında kaleciyle karşı karşıya kaçırdığı pozisyondur. Bu pozisyon G.Saray’ın maçtaki en net pozisyonu olmasının yanı sıra, bu pozisyon sonrası Trabzonspor giderek  arttırdı.

Maçın Kırılma Noktası: Trabzon’un ikinci golünü bu maçın kırılma anı olarak gösterebilirim. Bu gol sonrasında G.Saray oyundan iyice koparak ve skoru kabullendi.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *