Analiz | Beşiktaş 1-0 Altay

Süper Lig’in 26. haftasında Beşiktaş, Altay’ı konuk etti. Ev sahibinin baştan sona üstün oynadığı mücadelenin tek golü Vida’dan geldi ve Beşiktaş maçı 1-0 kazandı. Bu sonuçla birlikte Beşiktaş puanını 41’e yükseltirken kümede kalma mücadelesi veren Altay haftayı 19. sırada kapattı.

Maçın analizini iş ortağımız Metrica Sports‘un geliştirdiği Play yazılımı ile birlikte yapacağız.

Kadrolar

Beşiktaş’ın geçen seneki şampiyonluğundaki en büyük etmenlerden biri oyunu rakip sahaya yığma konusundaki başarısıydı. Bu sezon da Önder Karaveli, takımın başına geçtiğinden beri bu konuda oldukça ısrarcı davrandı ve takım, çoğu maçta bunu yapmayı da başardı. Teixeira gibi oyuna katkısı neredeyse hiç olmayan, yalnızca skorla var olan bir oyuncunun arkasında makul bir şekilde savunma yönü kuvvetli 2 isimle maça başlayan Karaveli’nin öğrencileri, Altay karşısında da oyunu rakip yarı sahaya yığmayı başardı. Orta saha tercihlerine özellikle değinmek istedim zira bu tercihin, takımın oynamak istediği oyuna hem olumlu, hem de olumsuz etkileri oldu.

Olumlu tarafa bakacak olursak, pres gücü ve enerjisi yüksek 2 orta saha sebebiyle Beşiktaş hem rakip yarı sahada daha yoğun bir baskı yaparak rakibini çıkartmadı, hem de 2. topları daha rahat topladı ve bu sayede atak sürekliliği yakalandı. Bu noktada birazdan Welinton’a da bir parantez açacağız. Zira Brezilyalı oyuncu her ne kadar belirli zaafları olsa da savunma hattını önde kuran takımlar için iyi bir stoper ve bu maçta da bunu bize gösterdi.

Olumsuz tarafa gelecek olursak ne Josef, ne de Necip orta saha-hücum bağlantısını sağlama konusunda yeterli oyuncular değil. Bunların üstüne bir de az önce söylediğimiz gibi oyuna katkısı neredeyse hiç olmayan, sadece skorla var olabilen bir Teixeira’yı eklersek Beşiktaş’ın merkezden hücumları sekteye uğradı. Sol tarafta ise Umut’un top kullanma anlamında Rıdvan kadar iyi olmaması, Kenan’ınsa sırtı dönük top alıp bağlantı kurma konusunda Larin kadar iyi olmaması sebebiyle Beşiktaş gole gitme konusunda çoğu zaman sağ kanada mahkum oldu.

Altay cephesine geçecek olursak, İzmir temsilcisi rakibini 4-5-1 şeklinde 2. bölgede karşılamak istedi. Beşiktaş’ta Necip-Josef ikilisinden birinin savunmadan topu çıkartmak için stoperlere yaklaştığını gördük. Konuk ekip bu noktadaysa merkezdeki 3 oyuncudan birini öne çıkardı ve Necip ya da Josef’ten hangisi stopere yaklaştıysa o oyuncuya baskıya gitti.

Altay hücumda ise hem geriden oyunu kurarken, hem de gole gitme konusunda sol kanadı daha çok kullandı. Bu tercih kağıt üstünde oldukça mantıklı gözüküyordu zira Beşiktaş’ın sol kanadında oynayan Umut-Kenan ikilisinin savunma yönü kuvvetliydi. Sağ tarafta ise savunmacılığı Kenan’a nazaran kötü olan bir Ghezzal ve daha çok hücum becerileriyle kendini gösteren, ayrıca kariyerindeki 2. Süper Lig maçına çıkan Kerem vardı. Ancak gerek Ghezzal’in özverili oyunu, gerekse Kerem’in savunma performansı konuk ekibi hücumda oldukça zorladı. Maç boyunca hücum etmekte zoralanan Altay rakip kaleye yalnızca 1 isabetli şut çekebildi. Konuk ekibin nadir geliştirdiği tehlikeli ataklardan biriyse yukarıda da gördüğünüz gibi sol kanattan geldi. Beşiktaş orta sahasında adam paylaşımı konusunda yaşanan sıkıntıdan dolayı Pinares rahat bir şekilde topu rakip yarı sahaya taşıdı ve atağı başlatmış oldu. Yani burada da aslında Kerem-Ghezzal ikilisinden ziyade merkez oyuncularındaki paylaşım hatası pozisyona sebep oldu. Son olarak Altay hücumlarının %45’inin sol kanattan geldiğini söyleyelim.

Welinton

Welinton mevzusuna geri dönecek olursak, Brezilyalı stoper ön tarafta oldukça iyi bir kesici ve oyuncunun bu özelliği sayesinde Beşiktaş orta sahaları rakip kaleye yaklaşırken bu güvenle öne çıkıyor. Ayrıca Welinton’un bu özelliği sayesinde Beşiktaş atak sürekliliğini de sağlamayı başarıyor ki bu da bir büyük takımın hücumdaki en temel ihtiyaçlarından biridir. Zira rakibinizin üzerine ne kadar sürekli olarak giderseniz, rakibinizin hata yapma ihtimali de o oranda artacaktır. Ayrıca savunma yapan takım gerek topu kazandığı ilk anda, gerekse kendi savunmasından seken toplarda artık hücum pozisyonuna geçer ve bu sayede yaşanan anlık geçişlerde topu geri kazanırsanız rakip tehlike bölgesinde boşluk bulabilirsiniz. Welinton, Altay karşısında rakibin hücum oyuncularına atılan bir çok pası keserek hem rakip kontra atakları engelledi, hem de topu takımında tutarak atak sürekliliğinin sağlanmasında önemli rol oynadı. Ayrıca yukarıda gördüğümüz 3 pozisyonda da Welinton’un topu takımına kazandırdığı anlarda Altay savunmasında oluşan boşlukları görüyoruz. Beşiktaş bu anlardan birinde tehlikeli bir atak da geliştiriyor fakat Altay’ın sağ beki Özgür son anda yaptığı kritik müdaheleyle tehlikeyi savuşturuyor.

Ayrıca Welinton iyi bir pasör ve onun bu özelliği de Beşiktaş’ın oyun kurulumunda oyuncuyu değerli kılıyor. Hatırlayacak olursak Welinton geçen sene de taraftardan zaman zaman tepki görmesine rağmen Sergen Yalçın’ın oyunu rakip yarı sahaya yığarak oynayan takımının banko oyuncularından biriydi. Yukarıda da Welinton üzerinden gelişen 3 hücum girişimini görüyoruz.

Beşiktaş hücumlarının %40’ı sağ kanattan gerçekleşti. Ayrıca Beşiktaş’ın tehlike yarattığı anların çoğu da yine bu kanattan gelişen hücumlarla geldi. Özellikle Welinton’un öne çıktığı ve Kerem-Ghezzal-Welinton üçgeninin bir şekilde kurulduğu hücumları konuşmakta fayda var. Zira bu 3’lünün içinde bulunduğu hücum organizasyonları Beşiktaş açısından çok daha verimliydi. Hatırlatmakta fayda var, bu üçlü üzerinden gelişen hücumlar geçen seneki şampiyonlukta da önemli rol oynamıştı. Altay maçında da hele ki Rıdvan ve Larin’in yokluğunu da düşününce bu bölgeye ekstra bir yük bindi.

Beşiktaş’ın özellikle favori çıktığı ve oyunu rakip yarı sahaya yığacağı maçlarda Welinton’un oynamasının – Serdar oynatılmamaya devam ettiği takdirde – Beşiktaş’a büyük fayda sağlayacağını düşünüyorum. Her ne kadar oyuncunun bazı zaafları olsa da ve taraftar tarafından amiyane tabirle “günah keçisi” ilan edilse de bu kurguyla oynandığı takdirde oldukça kıymetli bir isim.

Son olarak Güven’in bu şutunun konuşulmaya değer olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar maç içerisinden bir an üzerinden büyük yargılara varmak çoğu zaman yanlış olsa da, bu pozisyon özelinde Güven’in yaptığı vuruşun oyuncunun hem en iyi yönlerinden biri olan golcülüğünü, hem de en büyük eksiği olan karar mekanizmasındaki zayıflığı gösterdiğini düşünüyorum.

İyi taraftan bakacak olursak, Güven’in şuta hazırlanışı ve vücudunu ayarlaması son derece iyi. Ayrıca buna benzer pozisyonlarda yerden, sert şekilde köşeye vurulan şutların gol olma ihtimali üst köşeye vurulan toplardan daha fazladır. Zaten Güven’in genel olarak da buna benzer anlarda yerden, sert vuruşlar denediğini görüyoruz. Yani oyuncunun bu tip şutlar konusunda yaptığı ezber doğru. Ayrıca bu şekilde düzgün pozisyon alarak şutu çıkartması biraz önce dediğimiz gibi oyuncunun vuruş konusundaki yeteneğini gösteriyor.

Eksik kısma gelecek olursak, bu pozisyonda İbrahim Öztürk’ün, Güven’in şutu yolladığı köşeyi kapattığını görüyoruz. Yani oraya gönderilen bir topun kaleyi bulma ihtimali neredeyse yok. Bulsa dahi Altay kalecisinin şutun atıldığı köşeye daha yakın durduğunu görüyoruz, yani şut kaleyi tutsa dahi kalecide kalacak. Sağ köşeye sert bir vuruş yaptığı takdirdeyse topun İbrahim Öztürk’ten dönme olasılığı oldukça yüksek. Dolayısıyla burada Güven kaleye vuracaksa sağ köşeye doğru bir plase vuruş denemeliydi. Yani kendi ezberinin dışına çıkıp, pozisyonu süzerek ona göre davranmalıydı. Oyuncunun burada tercih konusunda bir hata yaptığını görüyoruz. Bu da bize Güven’in en büyük eksiğini gösteriyor: Karar mekanizması.

Kaynak: Maçkolik

Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.