Süper Lig’in 30. Haftası hem düşme potasını, hem de Avrupa kupalarına katılma yarışını yakından ilgilendiren Kayserispor-Beşiktaş mücadelesine sahne oldu. Özellikle ilk yarıda önemli pozisyonlar üreten Beşiktaş bu şansları değerlendiremedi ve Kayserispor sahadan 3-1’lik skorla ayrıldı. Bulduğu boşlukları iyi kullanan ev sahibi ekibin gollerini Hasan Hüseyin Acar (2) ve Kravets kaydederken Beşiktaş’ın tek golü ise Atiba’dan geldi.
Kadrolar & Ortalama Pozisyonlar
Ligde kalmak için savaşan Kayserispor maça 4-3-3 şeklinde başladı. Prosinecki geldikten sonra bir çıkış yakalayan ev sahibi, Angelo ve Sapunaru gibi tecrübeli oyuncuları ile derinde iyi savunma yapmayı başardı. Kayserispor sahaya 4-1-4-1 diyebileceğimiz bir düzenle dizildi, en uçta Kravets yer alırken onun arkasındaki dörtlü de Cenk Şahin, Hasan Hüseyin, Djedje ve Pedro Henrique’den oluştu.
Beşiktaş’ta ise Ljajic’in sakatlığı, NKoudou ve Boateng gibi önemli isimlerin yokluğuyla birleşince mecburen farklı bir düzene geçildi. 4-3-3 şeklinde maça başlayan Beşiktaş’ta santrfor pozisyonda Burak Yılmaz, kanatlarda ise Lens ve Diaby forma giydi. Orta üçlüde sakatlıklardan ötürü Necip, Elneny, Atiba üçlüsü şans bulurken geri dörtlü geçen haftalarda olduğu gibi Gökhan, Vida, Ruiz ve Rıdvan’dan oluştu.
Ana Planlar & İlk Yarı
Kayserispor
Kayserispor’da maç boyunca topu bırakarak derinde savunma yapan ve kenar oyuncuları üzerinden hızlı hücumlarla sonuca ulaşma amacı güden bir anlayış hakimdi. Bu planda kuşkusuz Kravets de önemli bir yere sahipti; deneyimli santrforun hava toplarındaki hakimiyeti takımına uzun top kullanma seçeneğini sundu. Top Beşiktaş’ta iken Henrique ve Cenk Şahin’i sürekli çizgiye yakın konumlandıran Prosinecki, rakip beklerinin atağa katılmasıyla doğan boşlukları değerlendirmeyi hedefledi. Kayserispor ilk yarıda Kravets-Henrique iş birliğiyle bu şekilde pozisyon bulmayı da başardı. Bunun dışında ise duran toplar ve kenar ortaları ev sahibinin en büyük hücum opsiyonları oldu.
Bu görselde de görebildiğimiz gibi Kayserispor hücum ederken sahaya 4-3-3 şeklinde yerleşti. Kenar oyuncularının ikisi de çizgide oynuyorlar.
Maçın ilk net pozisyonu ise 8. dakikada gerçekleşti. Rakibini geride karşılayan Kayserispor orta alanda topu kazandı ve hızlı bir hücumla tehlike yaratmayı başardı. Kayserispor, maç boyunca rakibinin hata yapmasını ve geride boşluk vermesini bekledi. 8. dakikada gerçekleşen bu tehlikeli pozisyon ise bu beklentinin karşılık bulduğu anlardan biriydi. Beşiktaş’ta ise bu pozisyonda beklerle birlikte Necip de ileride yakalanınca Kayserispor rahat bir şekilde ileride çoğalabildi.
20. dakikada gelişen bu pozisyonda Kravets, topu Ruiz’in hatası sonucu kapmış ve sol kanattan atağa katılan Henrique ile buluşturmuştu. Kravets-Henrique ikilisi üzerinden kurgulanan bu tarz hızlı hücumlar ev sahibi ekibin en büyük hücum silahlarından biriydi.
Maçın çok büyük bir kısmının Kayserispor yarı sahasında oynandığını da göz önünde bulundurunca sarı-kırmızılıların maç boyu iyi bir savunma yaptığını söylemek mümkün. Kayserispor rakibini genellikle 4-5-1 şeklinde dizilerek karşıladı. Üçlü bir merkez orta saha hattıyla savunmanın da etkisiyle Beşiktaş’a orta alandan pozisyon üretme şansı vermediler. Ancak tabi ki bu durumda Beşiktaş’ta Ljajic’in yokluğunda ortaya çıkan yeni yapının etkisi de büyük.
Rakibini tüm hatlarıyla kendi sahasında karşılayan Kayserispor, bu zamanlarda genel olarak 4-5-1 düzenini tercih etti.
Her ne kadar Kayserispor’un rakibini karşılarken temel kurgusu 4-5-1 şeklinde olsa da Prosinecki bazı anlarda Djedje’nin pres gücünden faydalanmak istedi. Bu gerçekleştiğinde ise ev sahibi ekip 4-4-2 düzenine evrildi.
Beşiktaş
Sergen Yalçın’ın öğrencileri, her ne kadar Ljajic ve Boateng gibi oyuncuların yokluğunda kadro olarak topa sahip olma oyununa pek de uygun olmayan bir kadro ile sahada olsa da rakibinin oyun anlayışı nedeniyle maç genelinde topa daha fazla sahip olan taraftı. İlk yarıda %63 oranında topa sahip olan siyah-beyazlı ekip yaratıcı oyuncu eksikliğini maç boyunca hissetti. Maça sağ kanatta başlayan ve çizgiye yakın konumlanan Lens, oyunda kaldığı süre boyunca gerek ortaları, gerek pasları, gerek de duran toplarıyla takımının en yaratıcı oyuncusuydu.
Yukarıdaki istatistiklerden de anlaşılabileceği gibi, Beşiktaş maç boyunca topa daha fazla hakim olan taraftı. Siyah-Beyazlılar rakip ceza sahasında topla buluşma konusunda da rakibine fark atmış durumda.
İki takımın atak yönlerini incelediğimizde Kayserispor’un sol kanadı biraz daha fazla tercih ettiğini görüyoruz. Bu durumda oyunda kaldığı süre boyunca Pedro Henrique’nin de büyük etkisi vardı. Beşiktaş ise bazı anlarda Lens’le, bazı anlarda ise Gökhan Gönül’le genişlettiği sağ kenardan gerçekleştirdi hücumlarının çoğunu.
Kağıt üzerinde 4-3-3 şeklinde dizilerek maça başlayan konuk ekip topa sahip olduğu anlarda ise neredeyse tüm hatlarıyla rakip yarı sahaya yerleşti. Maçın ilk bölümünde Necip bir üçüncü stoper gibi geride konumlandı; Gökhan ve Rıdvan ise hücuma destek oldu. Maç başında daha net bir şekilde gözümüze çarpan Necip’in bu rolü, hem Kayserispor’un kontra tehditlerine karşı bir sigorta görevi görürken hem de Victor Ruiz’in geriden oyun kurmasını ve topla çıkışlarını kolaylaştırdı.
Elneny ise zaman zaman geriye gelip oyun kurulumuna yardımcı olurken zaman zaman da ileri çıkarak takımının hücumda çoğalmasına imkan sağladı. Maçın Beşiktaş adına en kıymetli ismi olan Atiba ise Sergen Yalçın döneminde görmeye başladığımız ofansif rolüyle sahadaydı. Tecrübeli yıldız maç içinde ikinci bir forvet gibi de konumlandı, oyun kurulumuna da yardımcı oldu, boşluklara hareketlenip pozisyona da girdi. Atiba, InStat verilerine göre rakip ceza sahasında 11 kez toplu aksiyona girdi ve bu alanda 13’le takımının lideri olan Burak Yılmaz’ın hemen arkasından geliyor.
Atiba-Elneny ikilisi maç boyunca iç koridorlara(half space) yakın oynadı ve özellikle Atiba bu rolüyle tehlike yaratmayı da başardı. Her ne kadar bu pozisyonda Ruiz’in tercihi Atiba olmasa da bahsettiğim saha içi yerleşimini görmek mümkün.
Kanadalı yıldız takımının tek golünü kaydetmesinin yanı sıra %93 pas isabetiyle oynadı ve toplamda girdiği 75 toplu aksiyonun 64’ünde başarı sağladı, bu da %85 başarı oranına tekabül ediyor.
Beşiktaş, topun rakipte olduğu anlarda ise rakibini bazen 4-3-3 ile bazen de Atiba’nın önde olduğu bir 4-4-2 veya 4-4-1-1 ile karşıladı. Siyah-beyazlılar genellikle ön alan presi ile karşıladı rakibini, ancak zaman zaman orta blok presinin de sahaya yansıdığını gördük.
Üstteki görselde de görüldüğü gibi, Beşiktaş topa sahip olma oyunun bir getirisi olarak rakibini ön alanda karşıladı.
Maç boyu rakip yarı sahaya etkili bir şekilde yerleşmeyi başaran Beşiktaş girdiği pozisyonları da bu sayede buldu. Genellikle iki bekini de ileri çıkaran Yalçın, Atiba-Elneny ikilisinin de rakip stoperler ve bekler arasında kalan boşluklara konumlanmasıyla beşli ve hatta bazen altılı hücum hattını kurmayı başardı. Bir diğer deyişle, Ljajic gibi net bir oyun kurucusu eksik olan Beşiktaş, hücumda yerleşimini iyi yaparak rakibin dörtlü blok halindeki katı savunması arasında boşluklar açabildi ve bu bölgelerden pozisyon üretti. Değindiğim gibi, ilk yarıda hazırlayıcı konumundaki oyuncu ise Lens’ti. Hollandalı oyuncu çizgiden yaptığı ortalar ve paslarıyla hazırladığı pozisyonlar ile takımını pozisyona sokmayı başardı.
Fakat 32. Dakikada Diaby ile pozisyon değiştiren ve devrenin kalanını sol kenarda geçiren Lens, bu dakikadan sonra etkisini hissettiremedi. Sergen Yalçın ise bu hamleden sonra Diaby’i sağ kenarda biraz daha içte konumlandırdı ve Gökhan Gönül ataklara daha fazla dahil olmaya başladı.
Bu dakikalar aynı zamanda Beşiktaş’ın net pozisyonlar bulduğu ve 2-0, 3-0 gibi skorlar yakalayabileceği dakikalardı. Konuk ekibin pozisyonlarının çoğu her ne kadar bu süre zarfında da sağ kanattan gelişse de bu durum Lens’ten ziyade Gökhan Gönül ile daha yakından ilgiliydi zira Hollandalı oyuncu 4 kilit pas denemesi ile bu alanda takımının en iyisi konumunda tamamladı maçı.
Beşiktaş’ın 30. ve 45. dakikalar arasındaki etkisini topla oynama istatistiklerinden görmek de mümkün. Siyah-beyazlılar bu süre zarfında %72 oranında topa sahip oldu ve rakip kaleye 5 şut denemesinde bulundu. Çoğunlukla kenar ortaları veya kanat organizasyonları üzerinden pozisyonlarını üreten Beşiktaş, kaleci Lung’un da kalesinde devleştiği bu dakikalarda skor tabelasını lehine çevirmeyi başaramadı. 3 net kurtarış yapan yıldız kaleci, kalesine isabet eden toplamda 8 şutun 7’sini de kurtarmayı başardı.
İkinci Yarı
İkinci 45 dakika başlarken göze çarpan tek değişiklik Lens ve Diaby’nin maç başındaki pozisyonlarına geri dönmesi oldu.
51. Dakikada ise maçın yıldızı Hasan Hüseyin skor tabelasını değiştiren oyuncu oldu. Beşiktaş’ın genç yıldızı Rıdvan’ın hatasının ardından topu kapan Cenk Şahin, topu Hasan Hüseyin’le buluşturdu ve durum 1-0 oldu.
Serkan Akkoyun’un da değindiği gibi, her ne kadar pozisyonda Rıdvan’ın hatası göze çarpsa da oyuncunun pası almak için uygun durumda olmaması da dikkate alınması gereken başka bir detay.
İlk yarıda bıraktığı yerden devam edemeyen Beşiktaş, 61. dakikada risk alarak 3 değişiklik birden yaptı ve bu hamle maçın kırılma noktalarından biri oldu. Rıdvan, Necip ve Lens kenara gelirken Caner-NKoudou-Boateng üçlüsü oyuna dahil oldu. Necip ikinci yarıda defansif görevlerini de iyice terk etmişti ve bu yüzden ikinci forvet gibi konumlanacak Boateng hamlesi Beşiktaş’ın hem teknik kapasitesinin artması hem de rakip ceza sahasına daha kalabalık yerleşebilmesi anlamına geliyordu. Ancak Beşiktaş’ın ilk yarıdaki en etkili ismi Lens’in ve ilk büyük hatasında genç Rıdvan’ın oyundan alınması bazı soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Hollandalı oyuncu ikinci devrenin ilk 15 dakikasında da çok etkili olamazken yine de saha içindeki oyuncu grubunda en yaratıcı niteliklere sahip oyuncuydu.
Zira maç sonundaki skordan da anlaşılacağı gibi Beşiktaş bu dakikadan sonra tüm riskleri aldı ve bu da Kayserispor’a istediği boşlukları yaratmaya başladı. Şahsi düşüncem, maçta oynanacak 30 dakikadan fazla bir süre varken ve sahaya Boateng’i de sahaya sürmüşken geride üç oyuncuyla beklemek daha mantıklı olabilirdi. Gökhan Gönül’de Necip’in ilk dakikalarda yaptığına benzer bir şekilde 3. Stoper olarak görevlendirilebilirdi, ki zaten o da maç boyunca alışageldiğimiz tempolu halinden uzak bir görüntü çizmişti. Sağ kenardaki oyunu genişletme görevi de Lens’le devam edebilirdi.
Diaby’nin de çok etkili bir performans ortaya koyduğu söylenemez ancak Sergen Yalçın büyük ihtimalle Lens’i oyundan alıp NKoudou’yu sürerken iki kanat oyuncusunun da çizgiye yakın konumlanasını istemedi ve bu yüzden Diaby oyunda kaldı. Değişiklikten sonra Gökhan sağ kenarda oyunu genişleten oyuncu oldu, Diaby de biraz daha merkezde konumlandı.
Beşiktaş, bu değişikliklerden sonra ise rakibini 4-1-4-1 şeklinde karşıladı.
Atiba’nın hem hücumdaki hem defanstaki rolü yeni düzende de devam ederken Elneny savunma önündeki tutucu orta saha rolüyle sahaya yer aldı.
Prosinecki’nin bu değişikliklere iyi cevap vermeyi başardı. Tüm risklerini alan rakibine karşı 78. Dakikada Rienstra’yı oyuna süren teknik adam, orta sahasına direnç kattı ve Beşiktaş hücumcularını daha iyi karşılamayı başardı. Kayserispor oyundan çıkan Cenk Şahin’in yerini ise Hasan Hüseyin’le doldurdu ve daha kompakt bir savunma yapısına büründüler.
Beklediği boşlukları bulmaya başlayan Kayserispor, bunları Kravets ile iyi değerlendirdi.
Kravets, rakip beklerin hücuma katılmasıyla doğan boşluğu iyi değerlendiriyor ve önemli bir şans yakalıyor. Bu pozisyondan sonuç alamadılar ama skoru tayin eden gol de benzer bir hücum sonucunda gelmişti.
İlerleyen dakikalarda ise Hasan Hüseyin’le duran toptan, Kravets ile de kontra ataktan golü bulan Kayserispor maçı 3-1’lik skorla kazanmayı başardı.
Sözün özü, Beşiktaş önemli eksiklerle çıktığı maçta iyi savunma yapan Kayserispor’a karşı özellikle ikinci yarıda çözüm üretmekte zorlandı. Beşiktaş, Ljajic’in yokluğunda Burak Yılmaz’dan da bağlantı oyunu noktasında istediğini bulamadı. Konuk ekip her ne kadar ikinci yarıya etkisiz başlasa da takımın en yaratıcı ismi Lens de oyundan çıkınca pozisyona girmekte zorlandı. Ancak tüm bu olumsuzluklara rağmen gol beklentisi oranlarına bakınca Beşiktaş’ın özellikle 30. ve 45. dakikalar arasında kurduğu baskıyla daha fazlasını hak ettiğini de eklemek gerek. Kayserispor ise planladığı oyunu iyi bir şekilde uyguladı ve istediğini almayı başardı.