Analiz | Brighton Albion 3-2 Manchester United

Premier Lig’in ikinci haftası bir maç hariç tamamlandı. Dün Brighton deplasmanına konuk olan Manchester United umduğunu bulamadığı gibi hiç beklemediği bir durumla karşılaştı.

İlk yarıda 3-1 geriye düşen United’ta Mourinho’nun ikinci yarı değişiklikleri de çare olmadı. Birbirinden tamamen kopuk bir görüntü çizen ve planının ne olduğu konusunda izleyenlere hiçbir fikir vermeyen United’da bireysel performanslar da fark yaratamayınca Brighton & Hove Albion maçı 3-2 kazandı. Pogba’nın 90+’daki penaltı golü sadece skoru belirledi ve Fantasy Premier Lig’deki puan dağılımını etkiledi.

Maçın ardından Mourinho ‘gazeteci ya da analist olsaydı bu maç üzerine yazılacak, çizilecek çok şey olduğunu’ ‘hatalar yaptıklarını ve rakibin bu hataları cezalandırdığını’ söyledi. Instat verileriyle bu “hataları” göstermek ve Brighton’ın bu hataları nasıl cezalandırdığı üzerine birkaç şey yazıp çizmek istiyorum.

 

Mücadele

Brighton, Manchester United karşısına kendi yarı sahasında savunma yapan ya da tamamen kapanmayı planlayan bir takım olarak çıkmadı. Maç boyunca önemli anlarda tam saha baskı uygularken ilk yarıda skoru getiren dakikalarda ve kritik zamanlardaki etkin presiyle United’ın düzenli bir şekilde pas yapmasına ve oyun kurmasına izin vermedi; rakibini hataya zorladı.

Mourinho maç öncesinde geçtiğimiz hafta tam kadro olarak ilk kez çalışabildiklerini ve Brighton karşısında oynanacak iyi oyunun kendisini şaşırtmayacağını söylemişti. Ancak öyle olmadı. Sahada deorganize ve alan yaratmaktan, pas opsiyonları oluşturmaktan uzak bir takım ve inanılmaz derecede dağınık bir savunma vardı. Antrenmanlarda yedek takım Mourinho’yu yanıltmış gibi duruyor; görünen o ki Brighton sadece Manchester yedeklerinden değil aslarından da daha iyiymiş.

Bu durum ikili mücadelelerde, özellikle maçın belirlendiği ilk yarıdaki istatistiğe de yansıdı. İlk yarıda Brighton oyuncularının ikili mücadele kazanma oranı %58. Yanı sıra %71 gibi çok yüksek bir oranla müdahalelerinde top kazanmayı başarmışlar. Bu 52 müdahale denemesinde 37 kez kazanmak demek. Bu sayı United’ın müdahale (tackle) sayısının kendisinden bile fazla. Brighton & Hove Albion 37 kez rakibi bozarak topu kazanırken United’lı oyuncular sadece 31 müdahale teşebbüsünde bulunmuş.

 

Topa Sahip Olma

İkiki mücadele ve müdahale istatistiklerini destekler ve skoru açıklar şekilde Brighton, Manchester United kadar rakip üçüncü bölgeye ve ceza sahasına girmeyi başarmış. Bu da özellikle rakip sahadaki etkili baskı sonucu kazanılan toplarla gerçekleştirilen hızlı atakların neticesi. Görüldüğü üzere Brighton’ın 10 saniyeden kısa süren tam 71 atağı var. 35 kez rakibin üçüncü bölgesinde topla oynamış ve 9 kez topla ceza sahasına girmiş. Bu istatistiklerin hepsi United’la neredeyse denk ya da daha iyi.

 

Atak

Yine ilk yarıda Brighton’ın rakip sahada United’ı bozarak yarattığı hızlı atak sayıları da Brighton’ın etkin baskısını gösteriyor. Manchester United ilk yarıda kendi yarı sahasında 6 top kaybı yaparken Brighton 5 kez United’lı oyunculardan topu kazanıp hızlı hücum gerçekleştirmiş.

Yukarıdaki “recovery” (topu kazandıktan sonra hızlı hücum yaratma) görselinde de görüldüğü üzere ilk yarıda Brighton rakip yarı sahada olduğu kadar kendi yarı sahasının sonunda da kazandığı toplarla seri hücumlar gerçekleştirdi, tehlikeler yarattı ve goller buldu.

Yukarıda bahsettiğim “tackle” (müdahale) istatistiklerinin sahaya yansıtılmış görseli de oldukça etkileyici. İlk yarılar bazında takımları kıyasladığımızda Brighton’ın rakip yarı sahadaki mücadelesi açık şekilde görülürken kazanılan topların kendi yarı sahasında olduğundan çok daha fazlasını United sahasında kazanmış olduklarını görüyoruz. United’ın ilk yarı haritası ise ‘yoktan hallice’.

Tüm bu anlattıklarımın neticesinde Brighton kendi yarı sahasında sadece 1 kez faul yapmak zorunda kalırken Manchester 4 kez rakibini faulle durdurmak zorunda kaldı. Bunlardan biri de penaltı.

 

Kaptan

“Sahadaki halimiz rakibi yenmek istiyormuşuz gibi değildi. Öncelikle kendimi ortaya atıyorum; benim tavrım da yeteri kadar iyi değildi. İlk yarı hayal kırıklığıydık. Denemeyi sürdürdük ama bizzat ben çok fazla top kaybı yapıyordum.”

Maç sonunda özeleştiri yaparak kötü oynadıklarını ve bizzat kendisinin çok top kaybı ve hata yaptığını söyleyen Pogba, yukarıda anlattıklarımın çoğunun müsebbibi olan kişi. Kazandığından fazla ikili mücadeleyi kaybeden (10-14) ve top çıkarırken hatalı ya da kötü pas tercihleri nedeniyle arkadaşlarını da zora sokan Pogba, kötü United’ı iyileştiremeyen ve böyle olunca daha da kötüleştiren isimdi.

Pogba’nın yaptığı 12 top kaybı da cabası. Maçın sonrasında söylediği gibi “bizzat kendisi” çok fazla hata yaptı. Kaptan Brighton’da gemisini kurtaramadı.

 

Son söz

“Hatalar yaptık. Hatalarımızı cezalandırdılar. Bundan daha fazlasını söyleyemem.”

Mourinho’nun maç sonrasında söylediği ve Pogba’nın üzerine düşeni üstlendiği “çok fazla hata” yukarıda izah etmeye gayret ettiğim hatalardı. United, Albion karşısında savruk bir savunma performansı sergiledi ve dağınık bir oyuncu topluluğu görüntüsü verdi. Haftaya Everton karşısında “bu kadar fazla hata” Mourinho’nun sonunu getirebilir. Zira sahada seyirlik bir izlence olmadığı gibi derli toplu bir takım da gözükmüyor. Sahada da dışarıda da. Üstelik Mourinho da pek mutlu gözükmüyor.