Hafta sonu ezeli rakipler Fenerbahçe ve Galatasaray, Kadıköy’de karşı karşıya geldi. Maçtan önce favori olan taraf Fenerbahçe’ydi. Sürpriz yaşanmadı ve Fenerbahçe maçı Zajc ve Serdar Dursun’un golleriyle 2-0 kazandı. Böylece Fenerbahçe, İsmail Kartal yönetimindeki yükselişini devam ettirdi.
Fenerbahçe için gidişat uzun bir süre sonra düzelmeye başladı. Gidişatın düzelmesi ise Fenerbahçe’nin geleceği için bir soruyu önemli hale getiriyor: İsmail Kartal gelecek sezon da kalmalı mı yoksa planlandığı üzere yeni sezona yabancı bir teknik direktörle mi başlanmalı?
Maçı global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılımı ile birlikte analiz edeceğiz.
İlk 11’ler
Fenerbahçe’nin neredeyse tamamen oturmuş bir ilk 11’inin olduğunu söyleyebiliriz artık. Fenerbahçe’nin kadrosunda geçtiğimiz hafta oynanan Kayserispor maçından farklı olarak tek bir isim vardı: Ferdi Kadıoğlu. Ferdi, Galatasaray derbisine Novak’ın yerine ilk 11’de başladı. Ferdi dışında Fenerbahçe’nin kadrosunda değişiklik yoktu. Zaten İsmail Kartal’ın Galatasaray’a özel bir önlem alma niyeti de yoktu.
Kayserispor maçından farklı olarak bir de pozisyon değişikliği vardı. Geçtiğimiz hafta maça forvet arkası olarak başlayan İrfan sol kanada, Kayseri’de sol kanat olarak başlayan Mert Hakan ise forvet arkasına geçmişti. Bu ikili zaten maç içinde de akıcı bir şekilde sık sık yer değiştirmişlerdi.
Fenerbahçe’nin ön alan presi
Bugün de çok önemli bir derbi maçımız var. Biz, kendi futbolumuzu oynayacağız. Taraftarlarımız sabırlı olmalı. Disiplinli bir şekilde kazanmaya çıkacağız.
İsmail Kartal maç öncesi açıklamalarında, Fenerbahçe’nin Galatasaray’a özel bir oyun oynamayacağını belirmişti. Nitekim öyle de oldu. Fenerbahçe, ufak nüanslar dışında, ligde diğer maçlarda uyguladığı oyun planı ile sahaya çıktı.
Maçın ilk dakikalarında iki takım da birbirine net bir üstünlük kuramadı. Fenerbahçe, ev sahipliği faktörünün de etkisiyle, topla daha fazla oynayan taraftı. Galatasaray topla oynamaya çalıştığında ise Fenerbahçe’nin agresif ön alan presiyle karşılaşıyordu. İlk dakikalarda Galatasaray bu presi aşmakta güçlük çekti.
Fenerbahçe, Galatasaray’ı ön alanda 4-4-2 (4-2-4) şeklinde dizilerek karşıladı. Ön 2’li hatta Serdar Dursun ile beraber Mert Hakan bulunuyordu. Galatasaray’a merkezi tamamen kapatan Fenerbahçe, rakibini çizgilere yönlendiriyordu. Fenerbahçe’de pres zamanlamarı ve presteki akıcılık oldukça iyiydi. Yukarıdaki pozisyonda bu presin örneklerinden birini görüyoruz. Galatasaray’ın oyun kurulumunu çizgiye yönlendiren Fenerbahçeli oyuncular çizgide tüm pas opsiyonlarını kapatıyorlar. Mert Hakan, Galatasaray’ın tek pivotu Taylan’ı kontrol ediyor, Serdar Dursun da Nelsson’u kapatarak geri pas opsiyonunu engelliyor.
Galatasaray merkezden oyun kurmaya çalıştığında Fenerbahçeli oyuncular 4-3-1-2 şeklini aldılar. Fenerbahçe’nin merkez ikilisinden (Zajc-Crespo) birisi Taylan’ı kontrol etmek için mutlaka öne çıktı. Böylece Galatasaray’a oyun kurmak için çizgiden başka opsiyon kalmadı. Muslera’nın çizgiye, bek oyuncularına atacağı uzun toplar ise riske edildi. Muslera’nın uzun pasları da yeterince iyi olmayınca, Fenerbahçe ön alan presinden istediği sonucu aldı.
Galatasaray topu bek oyuncularıyla buluşturduğunda ise Fenerbahçeli oyuncular çok çabuk alan daralttı. Yukarıdaki pozisyonda yine Van Aanholt’un tüm pas opsiyonlarının kapalı olduğunu görüyoruz.
Fenerbahçe’nin 2. golden önce de bu pres organizasyonu sayesinde topu kazandı. Muslera’nın eliyle başlattığı atakta Fenerbahçeli oyuncular rakiplerini yine 4-4-2 şeklinde karşıladılar. Top Omar’a geldiğinde Mert Hakan hem Taylan’ı hem de Nelsson’u kontrol ediyordu. Omar geri pas verince Mert Hakan agresif bir şekilde prese başladı ve Nelsson’un topu taca atmasını sağladı.
Sağ kanat rotasyonu
Maçın ilk dakikalarında Fenerbahçe de toplu oyundan istediği sonucu alamadı. Galatasaraylı oyuncular da merkezi kapatıp Fenerbahçe’nin oyun kurulumunu çizgiye yönlendirdiler. Fenerbahçe oyunu özellikle sol kanattan kurmakta çok zorlandı. Fakat 20. dakikadan itibaren Fenerbahçe oyunu daha fazla sağ kanattan kurmaya başladı. Sağ kanattaki oyun içi rotasyon da Fenerbahçe’ye maçı getirdi.
Sağ kanattaki rotasyon genellikle Mert Hakan, İrfan Can ve Osayi-Samuel’in katıldığı bir rotasyondu. Rotasyon öncelikle İrfan Can’ın çizgiye ve derine yaklaşmasıyla başlıyordu. Böylece İrfan Can oyunda genişliği sağlıyor ve kendisini takip eden rakip bek oyuncusunu da kendi alanından uzaklaştırıyordu. İrfan Can’ın boşalttığı alana ise forvet arkası oyuncusu Mert Hakan koşu atıyordu. Bu da hem rakip bek oyuncusunu ikilemde bırakıyor hem de rakip sol stoperin prese çıkmasını engelliyordu.
Rotasyonun son aşamasında Osayi-Samuel derinden iç koridora koşuya başlıyordu. Rotasyonun amacı Osayi-Samuel’in deliciliğini kullanmak üzerineydi. Osayi-Samuel’in attığı koşu rakip kanat oyuncusunun takip edemeyeceği kadar uzun mesafeli bir koşuydu. Rakip bek ve stoper oyuncuları da manipüle durumda olduklarından, Osayi savunma arkasına rahatlıkla sızabiliyordu.
25. dakikadaki pozisyonda bu rotasyon ile Fenerbahçe ciddi bir fırsat yakaladı. İrfan Can derine indi, Mert Hakan çapraz koşu attı ve Osayi-Samuel iç koridora attığı koşuyla savunmanın arkasına sızdı. Bu pozisyonda Osayi-Samuel’in verdiği son pas yeterince iyi değildi ve golle sonuçlanmadı.
Sadece 1 dakika sonra Fenerbahçe aynı rotasyon ile tekrar pozisyona girdi. Yine İrfan Can derine indi, Mert Hakan onun boşalttığı alanı kullandı ve Osayi-Samuel savunmanın arkasına sızdı. Bu kez Osayi’nin son pası iyiydi ve Zajc da çok iyi bir vuruşla Fenerbahçe’yi 1-0 öne geçirdi.
Fenerbahçe’nin ikinci golü de yine Osayi’nin iç koridora attığı koşu sayesinde geldi. Bu kez Osayi-Samuel’in attığı koşu İrfan Can’a topla içe kat edebileceği ve orta açabileceği bir alan oluşturdu. Bu rotasyon Fenerbahçe’nin sağ kanattaki oyuncularından maksimum verim aldığı bir rotasyondu. Rotasyonla:
1- Mert Hakan’ın topsuz alandaki hareketliliğinden
2- Osayi-Samuel’in deliciliğinden
3- İrfan Can’ın top tekniğinden olabilecek en iyi sonuçlar alındı.
Zaman zaman Mert Hakan’ın yerine bu rotasyona Zajc’ın katıldığını da gördük. Yukarıdaki pozisyonda Zajc sağ kanattan attığı koşuyla van Aanholt’u manipüle etti. Açılan alana ise yine Osayi-Samuel hareketlendi.
İsmail Kartal ve Domenec Torrent
İki takımın da teknik direktörleri yaklaşık olarak aynı zamanlarda göreve getirildi. İki teknik adamın da göreve ilk geldiklerinde verdiği reaksiyonlar benzer oldu. Teknik adamlar, ilk maçlarında öncelikli olarak maç kazanma isteğiyle rakip analizi odaklı planlarla sahaya çıktılar. Bu mantıksız değildi çünkü iki camianın da galibiyet serisine iyi bir oyundan daha fazla ihtiyaçları vardı.
İlk maçlarda hem Fenerbahçe hem de Galatasaray istenilen sonuçları tam anlamıyla elde edemedi. Fakat zamanla bu iki takım arasındaki fark açılmaya başladı. Çünkü Fenerbahçe’de oyun içi organizasyonlar daha çabuk oturdu. Fenerbahçe’nin oyunu daha akışkan ve daha etkili bir hal almaya başladı. Oysa Torrent’in takımı rakip analizi odaklı bir takım olmaktan çok fazla ileri gidemedi. Bu durumun farklı sebepleri olabilir. Sonuç olarak bu iki teknik adam birbirinden çok farklı ortamlarda görev yapıyorlar.
Haftasonu oynanan derbide de oyunu oturmuş ve rakip odaklı iki takımın mücadelesini izledik. Torrent’in planı, diğer birçok maçta olduğu gibi, kötü değildi. Fakat bu plan Fenerbahçe’nin oturan oyun dinamiklerine karşılık veremedi. Böylece Fenerbahçe maçı çok zorlanmadan kazandı.
Bu nedenlerden ötürü İsmail Kartal’a hak ettiği değeri vermek gerekiyor. Fenerbahçe, İsmail Kartal göreve geldiğinden beri ligde en fazla puan toplayan takım. Bu başarı da, sadece oyuncu tercihleriyle açıklanmaması gereken çok ciddi bir antrenörlük başarısı.
Kaynak: Maçkolik, Opta
Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.