FIFA ve Cinsiyet Ayrımcılığı

Mauritius’ta iki yıl önce düzenlenen 63. FIFA Kongresi’nde üyelere seslenen Sepp Blatter şöyle diyordu:

‘‘Salonda hiç kadın yok mu? Bir şey söyleyin hanımlar! Her zaman evde konuşuyorsunuz. Şimdi burada konuşabilirsiniz.’’

Elbette ki, bu sözler beşinci dönem için FIFA başkanlığına aday olan Blatter’in kadınlar hakkındaki ilk ve son kaba sözleri değildi. Blatter, bir keresinde kadın futbolcuların sahada ‘daha sıkı’ şortlar giymesi gerektiğini söylemişti.

336104_FIFA-Blatter

Blatter, cinsiyetçi yorumlarında standartları(!) her seferinde o kadar yukarıya çekti ki artık kimsenin bu tarz açıklamalara şaşırdığını sanmıyorum. Aslında sorun sadece küstahça edilmiş sözler de değil. Sözlerinden utanç duyması gereken birini salt eleştirerek, olayları kişiselleştirmek niyetinde değilim. FIFA, cinsiyet eşitliği konusunda oldukça kötü bir sınav veriyor. Neyse ki işini iyi yapan gazeteciler; FIFA’nın kadınları saha içi ve saha dışında ‘önemli pozisyonlardan’ uzaktan tutmak için perde arkasında giriştiği oyunları bir bir ortaya çıkarıyorlar.

James Masters CNN için geçtiğimiz yıl Ekim ayında yayınlanan yazısında, FIFA Dünya Kupası’nı düzenleyecek Rusya ve Katar’ın adaylık sürecinde, yolsuzluk yapıldığı iddiaları üzerine açılan soruşturmayı yürüten ABD’li avukat Michael Garcia’nın göreve seçilme sürecini ele almıştı. FIFA’daki yolsuzluk iddialarına karşı açılacak soruşturmayı yürütecek isim olması olması beklenen Alexandra Wrage o dönemde Bağımsız Yönetim Komitesi, yolsuzlukla mücadele danışmanlarından biriydi. 2012 yılında Budapeşte’de düzenlenen FIFA kongresinde iki üst düzey FIFA yöneticisi tarafından ‘uyarılan’ Wrage, olayı şöyle anlatıyor:

‘‘Yemek salonunda iki üst düzey FIFA yöneticisi bana yaklaştı. İçlerinden biri, ‘üst düzey pozisyonlar için kadınları öne sürmekten vazgeçmemi, bunun kendileri tarafından kabul edilmeyeceğini, yanlış bir mücadele verdiğimi’ söylediler.’’ Beyefendiler görevlerini oldukça iyi yapıyor olmalılar. FIFA’nın son yayımladığı ankete göre, ulusal futbol federasyonlarında yönetici / yönetim kurulunda bulunan kadınların oranı sadece %8!

Wrage, geçtiğimiz yıl istifasını sunarken, FIFA’nın kamu güvenini yeniden kazanmak amacıyla oluşturduğu heyetin ‘‘eski bir erkek kulübü üzerindeki kaplamayı cilalamaktan fazlasını yapmadığını’’ söyleyerek dikkatleri üzerine çekmişti.

maxresdefault

Wrage içerisinde bulunduğu heyeti ‘hiç şüphesiz şimdiye kadar dahil olduğum en verimsiz proje’ diyerek eleştirirken haksız değildi. Forbes’daki yazısında FIFA’nın reform yapmaya niyetli olmadığını vurgularken şu sözlere yer veriyordu: ’‘FIFA’da şeffaflık için ısrar yeteneğine sahip tek varlık İsviçre hükümetidir. Zira FIFA’nın sınır tanımaz tavrı ancak 1.4 milyar dolarlık vergisiz rezervi ile sınanabilir. Umarım İsviçre harekete geçer.”

Saha içerisinde de durum pek farklı değil. İki hafta önce toplanan FIFA yetkililerinin en önemli gündem maddesi, ilk olarak 2017 yılında düzenlenmesi planlanan Kadınlar Dünya Kulüpler Kupası’ydı. Kadın futbolunu bir üst seviyeye taşımak isteğiyle yeni projeler sunan yöneticilere aldırmayın. Zira onlar daha çok kendilerini dava eden sporcuları tehdit etmekle meşguller.

Haziran – Temmuz aylarında Kanada’da düzenlenecek Kadınlar Dünya Kupası’nın suni çimde oynanacak olmasına itiraz ederek dava açan sporculara karşı takınılan düşmanca tavır FIFA’nın utanç hanesine yazılacak bir başka gelişme oldu. Yasal süreç, kadın futbolcuların davayı geri çekmesiyle sona erse de ayrımcılığa karşı güçlü bir duruş sergilenmesi açısından önemliydi. Peki sonra ne oldu? ‘FIFA-esque’ bir açıklamayla 2019 yılındaki turnuvanın çim sahada oynanacağını duyuruldu.

Kanada’daki turnuvanın suni çimde oynanacak olması ise Toronto dışındaki şehirlerde hava koşullarının doğal çim yetiştirilmesinin zor olmasına bağlandı. O zaman akıllara şu soru geliyor: FIFA, Katar’a Dünya Kupası ev sahipliğini verirken ‘hava koşullarını’ hesaba katmış mıydı? Ah! Evet, klimalı stadyumlar!