Galatasaray Dünya kupası arası sonrası lider Fenerbahçe’nin kaybettiği üç puan ile evinde İstanbulspor karşısında liderlik maçına çıktı. İlk yarıda çok baskın bir oyun sergileyen sarı-kırmızılılar maçın son on dakikasında ecel terleri de dökse hem maçı hem de liderliği kazanmayı bildi. Gelin şimdi bu karşılaşmanın detaylarını global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılım ile birlikte analiz edelim.
Kadro
Okan Buruk 4-3-3 dizilişini kullanan rakibine karşı kendi dizilişinden ödün vermeden 4-2-3-1 şeklinde takımını sahaya dizdi. Cezalı Muslera yerine kalede tartışılan Okan Kocuk yer aldı ve tandemde Nelsson – Abdulkerim birlikteliği değişmedi. Kazım 3 yerli kuralına gerek kalmamasına rağmen bu maçta da formayı kaparken diğer kanatta Boey şans buldu. Torreira ve Midtsjo çift pivot oynarken 10 numara pozisyonunda maçın en çok koşan adamı 35 yaşındaki Mertens görev aldı. Kanatlar Kerem ve Rashica’ya emanet edildi. En uçta iki golle takımına üç puanı getiren Gomis takımının gol silahı oldu.
Geriden oyun kurma
Galatasaray sezon başından beri belli alanlarda kendini daha çok geliştirip üstüne katarak farklı bir oyun anlayışına bürünen bir takım durumunda. Ancak takımın geriden oyun kurma konusuna kesin bir çözüm bulduğunu söylemek zor. Bu konuda bu güne kadar çok risk almayıp uzun pas tercihini kullanmaktan gocunmadan bu problemi bazı maçlarda bertaraf etmeyi başardı. Ancak Okan hocanın yavaş yavaş bu konularda da risk almaya başladığını son maçlarda görebiliyoruz. Bu karşılaşmada da ikili stoperler koridorlara açılırken onlara yaklaşan Torreira ve bekler ile 2-3-1-4 tarzı bir yapıda geriden oyun kurmaya ve pas opsiyonu yaratmaya çalıştılar. İstanbulspor’un öndeki ikili ve zaman zaman üçlü baskısına karşı Midtsjo’nün ve Mertens’in derinde pas açısı yaratmaları kritik öneme sahip oldu.
Bu konun önemini burada daha iyi göreceğiz. İlk pozisyonda Midtsjo, Torreira ve Boey ikilisine çok uzak kalıp bir üçgen oluşturma ihtimalini ortadan kaldırınca ev sahibi ekip bu alanda top kaybı yapmak zorunda kaldı. Diğer pozisyonda ise rakip Nelsson – Bardakçı – Torreira üçlüsüne üç oyuncu ile baskı uyguluyor. Okan pas opsiyonu kalmadığı için uzun vurmak zorunda kalıyor ve Galatasaray bir pozisyonda daha geriden oyun kurarken top kaybı yapıyor. Bu anda Midtsjo kaleciye pas opsiyonu olmak için geri gelmiş olsa, rakip orta saha Midtsjo ve Mertens arasında tercih yapmak zorunda kalacaktı. Bu durumda ya Midtsjo merkezde boş pas opsiyonu oluşturacak yada Mertens orta alanda atılabilecek uzun pas durumunda havuzda tek başına kalacaktı.
Burada ise bahsettiğimiz üçüncü hattan gelen ekstra pas opsiyonları ile rakip baskının nasıl başarılı şekilde kırıldığını görüyoruz. İlk pozisyonda Mertens derine gelip sırtı dönük top aldığında oyunu genişleten Boey’e vakit kaybetmeden topu aktarıyor ve ev sahibi ekip rakip yarı alanda derin bir boşluk yakalıyor. Diğer pozisyonda ise az önce benzer pozisyonda çizgiye yaklaşmayan Midtsjo burada aktif alana gelip pas opsiyonu oluşturuyor ve Boey ile başarılı bir ver-kaç gerçekleştirerek ile rakibin çizgide yaptığı baskıyı boşa çıkarıyor. Diğer pozisyonda ise yine yukarıda Midtsjo’nün yapmadığı derine gelme aksiyonunu burada yapıp rakibin önde üç oyuncuyla yaptığı baskıyı bloklar arasında kendine alan yaratarak kırmasını ve devamında boş koridorla birlikte oyunu rakip kaleye yıktığını görüyoruz. Galatasaray rakibin cesurca önde yaptığı baskıya karşı zaman zaman problem yaşasa da çoğunlukla baskıdan kurtulmayı yada topu tehlike bölgesinin dışında riske edip, kaybedecekse orada kaybetmeyi başardı. Bu da takımın bu konuda daha çok çalıştığını ve risk alma konusunda doğru kararlar verebildiğini bu maç özelinde bize gösterdi.
Artan ön alan baskı gücü
Galatasaray topsuz oyunda Mertens’in ön hatta gelmesi ve Gomis’in partneri olması ile düzenli şekilde 4-4-2 şeklinde rakibi karşıladı. Rakibin tek pivot ve çift stoperini ön ikili hat kontrol ederken merkezdeki iki isme Torreira ve Midtsjo markaj uyguladı. Topun konumuna göre kanatların ve beklerinde baskıya katkı vermesi sonucu rakibin geriden oyun kurması sekteye uğratılmaya çalışıldı. Özellikle ilk yarıda bu konuda çok başarılı olan ev sahibi bu baskılar sonucunda da tehlikeli ataklar geliştirdi.
Ön alan baskı gücünün artışından önce bu baskıyı yaparken yapılacak adam paylaşımı hataları ve konsantrasyon eksikliklerinin neye mal olabileceğini yukarıdaki iki pozisyonda inceleyebiliriz. Midtsjo, Oliveira’ya nazaran daha çok sağ tarafa yakın oynamayı tercih eden bir isim. Bunu birazdan daha detaylı inceleyeceğiz. Ancak zaman zaman Rashica ile adam paylaşımı konusunda anlaşmazlıklar yaşanınca orta mesafeli paslar ile İstanbulspor’un ev sahibini tek hatta yakaladığını gördük. Bu ilerisi için şimdiden önlem alınmasını gerektiren bir durum. İstanbulspor bu sekanslarda doğru ve isabetli pas tercihlerini yapamasa da farklı takımlara karşı çok sıkıntı verici anlar yaşayabilirler.
Buna karşın ön alan baskısı konusunda sarı-kırmızılılar çok başarılı bir maç çıkardığını söyleyebiliriz. Adam paylaşımı ve baskı zamanlamaları çoğu zaman başarılı olurken ligin başından bu zaman değişen ve gelişen bu yönlerinin Okan Buruk’un eseri olduğunu söyleyebiliriz. Yukarıda görüldüğü gibi baskı zamanlamasını çok iyi tertipleyip ve takım halinde organize şekilde hem adam paylaşımı hem alan kontrolü yaptılar. Bunun sonucunda rakip ya uzun top kullanmak yada riskli pas yapıp topu kaybetmek zorunda kaldı. İlk pozisyonda topun çizgiye yönlendirilmesi ve devamında agresif şekilde baskı yapılıp top kazanıldıktan sonra vakit kaybetmeden geçiş hücumunun başlatıldığını görüyoruz. Bu pozisyonda Gomis doğru tercih yapmış olabilse çok daha tehlikeli bir atak oluşabilirdi.
Midtsjo’nün sağ iç koridor desteği
Oliviera ve Midtsjo çok farklı yapıda iki oyuncu olmakla birlikte birbirlerinin ikameleri olmadıklarını belirtmemiz gerekir. Oliviera geriden oyun kurulumuna sol iç koridordan derine gelerek daha çok destek verdiğini ve kapalı savunmalara karşı daha çok kilit açıcı paslar denediğini söyleyebiliriz. Midtsjo ise orta alana daha çok dinamizm katarken bunun yanında dikine topla ilerlemesi ile takımını ön alana taşıyabiliyor. Bunun yanında Midtsjo daha çok sağ kanata kendini yakın tutarken Oliviera sol kanata yakın olmayı tercih ediyor. Bu da takımın hücum gücünü ve atak gücünü direk etkileyen bir durum. Yukarıda olduğu gibi bir çok pozisyonda Midtsjo iç koridor koşuları ve yarattığı üçgenler ile bu alanda rakibin dengesini bozmayı başardı. İlk pozisyonda yarattığı üçgen ile rakibe 3v2 üstünlük sağlanırken diğer pozisyonda iç koridor koşusu ile asist bölgesine bek ve stoper arasından başarılı bir topsuz koşu yaptığını görüyoruz. Diğer pozisyonda ise geçiş hücumunda merkezden çizgiye doğru akılcı bir koşu yaptığını devamında ise Rashica’nın onun yarattığı boşluğa çizgiden merkeze topsuz koşu yaptığını ve mutlak bir gol pozisyonu hazırladığını görüyoruz. Midtsjo bu koşular ile maç boyunca İstanbulspor sol savunma bölgesine zor anlar yaşattı.
Oyuncu değişikliklerinin takımı geri götürmesi ve B planı problemi
Galatasaray lige daha çok topa sahip olma takımı gibi başladığını görmüştük. Ancak bu karşılaşmada %48 topla oynama ile maç tamamlandı. Zamanla takım belli alanlarda sivrilirken oyun anlayışı da evrimleşti. Baskı konusunda Fenerbahçe ile birlikte ligin önde gelen ekiplerinden olan Cimbom pas oyunu konusunda da daha dikine oyun oynamaya başladı. Ancak bu İstanbulspor gibi cesur önde basan ve ısrarla geriden kısa paslarla çıkmaya çalışmayı tercih etmeyen takımlara karşı sorun yaşatabilir. Okan Buruk oyuncu değişiklikleri sonrası topa daha çok sahip olmayı planladığını açıkladı. Giren oyuncuların yapısına bakarsak (Yusuf Demir, Oliviera, Mata vs.) bu oyuna yatkın isimler girdi ancak takım yapısı ve karakteri bozulunca top daha çok rakibe geçti ve neredeyse son dakikalarda beraberlik golü gelecekti. Takım karakter değişimini yukarıdaki videoda görebiliriz. İkinci devre başında takımın dinamizmi ve takım halinde geçiş savunmasına yaptıkları özveriyi görebiliyoruz. Ancak uzatmalarda Berkan ve Oliviera’nın arasındaki mesafeye ve savunma önündeki oluşan boşluğun nelere mal olduğunu görüyoruz. Yusuf Demir orta hattan çok uzak kalırken Mata’nın pozisyon almaması da buna eklenince şans topu da olsa son dakikada İstanbulspor deplasmandan puan almayı başarabiliyordu. Galatasaray topa sahip olma konusunda da gelişim göstermek zorunda. Çünkü hem bu durumlarda oyunu soğutmak kimiz zaman ise topa sahip olmak zorunda kalacağı maçlarda bu B planı oyunun daha organize olması gerekir.
Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.