Tuchel v Conte savaşları | Chelsea 2-2 Tottenham

Premier Lig’de ilk haftayı 3’er puanla kapatan Chelsea ve Tottenham Stamford Bridge’de kozlarını paylaştı. Tuchel ve Conte’nin maç içi ve sonunda yaşadıkları gerginlik tüm dünyada ses getirirken iki tarafta sahadan birer puanla ayrıldı. Geçen sene üst üste yapılan maçlarda üstünlük kuran Tuchel bu kez son dakika golü ile bu üstünlüğünü koruyamadı. Taktik ve saha içi diziliş değişikliklerinin damga vurduğu karşılaşmayı  global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılım ile birlikte analiz edeceğiz.

Kadrolar

Normalde üçlü savunmayı tercih eden Tuchel geçen sene Conte’nin üçlü yapısına karşı hep dörtlü savunma tercih etti ve bunun karşılığını son üç maçta almayı başardı. Bu kez ise Tuchel üçlü savunma hattı ile karşılaşmaya başlamayı tercih etti. Geri hat Koulibaly – Thiago Silva – James den oluştu. Louftus-Cheek dinamizmi ile sağ kanat bekinde Son’a karşı önlem olurken diğer kanat beki pozisyonunu yeni transfer Cucurella doldurdu. Merkezi Jorginho, Mount ve Kante üçlerken ileride Havertz ve Sterling ile ev sahibi gol aradı.

Diğer tarafta ise Conte herzamanki 3-4-3 dizilişine sadık kalırken geriyi Romero – Dier – Davies hattından oluşturdu. Onların önünde çift pivot Hojbjerg ve Bentancur forma şansı bulurken kanat beklerinde Sessegnon ve Emerson oynadı. Hücumun kanatlarında Heung-Min Son ve Kulusevski Conte’nin tercihi olurken en uçta Kane görev aldı.

Geriden oyun kurma tercihleri

Tuchel üçlü bir yapıyla sahaya çıksa da geriden oyun kurarken James’in çizgiye açılması ve Loftus-Cheek’in merkeze gelmesi ile 2-4-4 şeklinde geriden oyun kurmaya çalıştı. Bu sayede topla dörtlü bir geri hatta kaldı. Rakibin ön alanda yaptığı üçlü baskı ve arkalarındaki ikili merkez orta sahaya karşı 6v5 sayısal üstünlük sağlandı. Bunu önlemek için top çizgiye geldiğinde kanat beklerinden birisi Tottenham’da sürekli prese destek vermek için öne çıkmak zorunda kaldı.

Tuchel’in öğrencileri geriden oyun kurarken rakibini öne çekip Mount’un bağlantı oyunları ile süratli Havertz ve Sterling ikilisine alan açmayı ve rakipleriyle bere bir pozisyonlarda bırakmayı amaçladılar. Görselde görülen ilk pozisyonda kaleden başlayan oyun kurulumda orta yuvarlağa atılan dikine pası Havertz Mount’a aktarıyor. devamında ise Mount derine gelmek zorunda kalıp dengesi bozulan savunmanın arkasına Sterling’e pas atıyor. Bu tarz pozisyonları ev sahibi ekip maç boyunca denedi ve Sterling ve Havertz ile geniş alanlardan yararlanmaya çalıştılar.

Conte’de geriden oyun kurarken Romero ve Davies’in çizgiye açıldığı Hojbjerg’in geriye gelip Dier’e partner olduğu denklemde 2-4-4 şeklinde sahaya yayıldı. Son ve Kulusevski ileri hattan derine gelerek merkeze yaklaşan isim oldular. Chelsea ise bu anlarda 5-3-2 şeklinde merkezi tutarak rakibi karşılarken bekler demarke bırakıldı. Jorginho ise savunma hattı ve merkez hat arasında serbest olarak oynadı ve bu alanı kontrol etti.

Maçın ilk dakikaları daha daha denge oyunu şeklinde giderken özellikle ilk golden sonra Chelsea ön alan baskı şiddetini arttırdı. Bu anlarda Tottenham geriden çıkmakta zorlandı ve sürekli top kayıplarıyla atak yemeye başladı. Yukarıda görüldüğü gibi bekleri boş bırakıp top çizgiye gelince organize şekilde aktif bölgedeki oyuncular paylaşıldı ve agresif bir baskı başlatıldı.

Tuchel’in orta hattaki sayısal üstünlük planı

Yukarıda bahsettiğimiz gibi Tuchel geriden oyun kurarken sayısal üstünlüğü maç önü planıyla eline almıştı. Set oyununda ise Loftus-Cheek ve Mount’un iç koridorlarda, James ve Cucurella’nın çizgilerde konumlanması ile yukarıdaki gibi 2-6-2 gibi geniş bir orta hatta oynadı. Bu sayede rakibin orta ve derin blokta 5-4-1 dizilişine karşı merkez hatta sayısal üstünlük sağladı. Öndeki ikili bek ve stoper arasında konumlanıp 2v4 rakibi bu alana hapsederken orta hattaki oyunculara alan ve sayısal avantaj getirdiler.

Conte’nin takımını dar alanda kompakt tutması, yeterli agresifliğin zaman zaman gösterilememesi ve yukarıda açıkladığımız orta hat sayısal avantajı görseldeki avantajları ev sahibinin lehine getirdi. Maç boyunca atak yönünü organize ve süratli değiştiren Chelsea bu anlarda sürekli ters tarafta geniş alanlar yakaladı ve rakip kalede bu sayede tehlikeler yarattı.

İkinci devre Conte’nin 4-4-2 hamlesi

Conte rakibin topla oynamasına karşı çözüm bulamayınca 57. dakikada Richarlison / Sessegnon değişikliği ile kanat beki çıkarıp ön alana bir oyuncu aldı. Bu sayede ön alanda ve orta alanda eşleşmeleri daha iyi yapmayı planladı. Bu değişiklik 11 dakika sonra yapılan bir pres sonucu atılan golde meyvesini verdi. Maç sonu açıklamasında Conte “İlk yarı iyi değildik ama savaşmaya devam ettik. Rakibi bire bir eşleşip pres yapmak istedik ancak bazen geç kaldık. İkinci yarı formasyonumuzu değiştirdik ve bunun karşılığını olumlu aldık.” dedi. Ancak bu değişikliğin savunma genişliğinde yarattığı sorunlarda vardı.

Conte 4-4-2 formasyonu ile bire bir eşleşmeleri ön alanda daha olumlu yapsa da geride Chelsea’nin yaptığı atak yönü değişimlerinde bedelini ödedi. Sessegnon’un çıkması ile özellikle savunmanın sol tarafı s.o.s vermeye başladı. Yukarıda görüldüğü gibi birçok pozisyonda 2v1 yakalanan konuk ekip 77. dakikada ise kalelerinde bu kanaldan gelişen atakta golü gördü.

Pep – Klopp taktik savaşlarından sonra bu agresif kapışma Premier Ligde yeni heycan doğurmuş oldu. Geçen seneden gelen aralarındaki taktik hamleler bu maçta da devam etti ve bu kez Conte son dakika golüyle de olsa puan almayı başardı. Ancak oyuna bakılınca Tuchel’in bu karşılaşmada da rakibine net üstünlük kurduğunu söyleyebiliriz. Açık oyunda ev sahibi 1,43 gol beklentisi üretirken Conte’nin takımı sadece 0,46 gol beklentisi üretebildi.

Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.